"Sen, benimle beraber olmada sabretmeye asla güç yetiremezsin."
O kul, "Sen benimle birlikte olmaya sabredemezsin."
(O bilge melek) şu cevabı vermişti: "Doğrusu sen benimle beraberliğe sabredemezsin.
"Sen benimle birlikte olmaya dayanamazsın" dedi,
"Sen, benimle beraber olmada sabretmeye asla güç yetiremezsin."
"Sen benimle birlikte olmaya dayanamazsın" dedi.
"Aslında, benimle birlikte asla dirençli olamazsın!" dedi.
O, "Korkarım ki sen benimle birlikteliğe sabredemezsin!" dedi (ve ekledi):
Dedi: "Doğrusu sen benimle beraberliğe dayanamazsın."
Dedi ki: "Gerçekten sen, benimle birlikte olma sabrını göstermeye güç yetiremezsin."
O: "Doğrusu sen benimle beraber olmaya sabredemezsin.
(Öteki;) "Sen benimle birlikte(yken olacak olanlara) katlanamazsın" dedi,
Adam, şöyle dedi: "Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin."
Doğrusu, dedi: sen benimle sabredemezsin
(O da): "Sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın" dedi.
Dedi ki: "Gerçekten sen, benimle birlikte olma sabrını göstermeye güç yetiremezsin."
O da (Musaya): "Doğrusu sen benim beraberimde sabretmiye asla muktedir olamazsın".
O da dedi ki: Doğrusu sen, benim yaptıklarıma asla dayanamazsın.
O da: -Sen benimle olmaya sabredemezsin, dedi.
(67-68) "Doğrusu" dedi, "sen benimle beraberliğe sabredemezsin. Bütün yönleriyle kavrayamadığın meseleler karşısında nasıl kendini tutabilirsin ki?"
(Hızır a. s. ) dedi ki: "Sen benimle beraberliğe kesinlikle dayanamazsın (senin varoluş programın ve işlevin zahire, göz boyutuna dönük; batın/gayb boyutuna ait hükümleri, işlevinin gereği bakışla hazmedemezsin)!"
'Sen benimle birlikte olmaya dayanamazsın,' dedi,
Sen, benimle beraber olmada sabretmeye asla güç yetiremezsin.
He said: "You will not be able to have patience with me. "
Said he: “Thou canst never be patient with me.
He said, ‘You will not be able to bear with me.
He said, "You cannot stand to be with me.
He said: "You will not be able to have patience with me."
He said, "You will not be able to have patience with me."