Elif-Ra-Dad: yer, yeryüzü, ülke, toprak. En, genişlik. Dönmek, yeşerip dal budak sarmak. Verimli, bereketli, üretken, bitki yönünden bol arazi. İnişli çıkışlı hareket için yer. Oyalanmak, beklemek, ummak, sabırlı olmak. Cennetin karşıtı olarak dünya, ve yerkürenin toprak yüzeyi anlamında, üzerinde yürüdüğümüz, oturduğumuz, uzandığımız yer. İyi arazi. Kalan, sabit, yerde beklenti içinde oyalanmak. Ağır, yavaş, halsiz, eğimli, veya yere doğru eğilimli olmak. Itaatkâr. Rahat bir durumdan kaynaklanan ürperme, baş dönmesi.

Türkçe’ye girmiş türevler : arz, arazi, ardiye

İbr ereṣ (a.a.). = ülke