Ant olsun ki Biz, bundan önce Âdem'e ahit verdik, ancak o unuttu. Onu azimli bulmadık.
Andolsun ki, daha önce Adem'e emretmiştik, fakat unuttu; onu gayretli de bulamadık.
Yemin olsun ki biz daha önce de Âdem'e (ağaca yaklaşmaması için) ahit (emir) vermiştik de o unutmuştu ve onda bir kararlılık bulamamıştık.
Geçmişte Adem'den söz almıştık; ancak unuttu. Biz onda bir azim ve kararlılık görmedik.
Ant olsun ki Biz, bundan önce Âdem'e ahit verdik, ancak o unuttu. Onu azimli bulmadık.
Vaktiyle Âdem'e bir görev yükledik ama unuttu. Onda bir kararlılık bulamadık.
Gerçek şu ki, daha önce, Âdem'den söz aldık; bu arada unuttu. Kendisinde bir kararlılık görmedik.
Ve doğrusu Biz Adem'e, her şeyden önce, talimatımıza (uygun bir fıtrat) nakşetmiştik; fakat o buna yabancılaştı; dolayısıyla Biz onu bu hususta kararlılık sahibi bulmadık.
Yemin olsun, biz daha önce Adem'e ahit verdik de unuttu; biz onda bir kararlılık bulamadık.
Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Gerçek şu ki, bundan önce Adem'e bir emir verdik, ama o unuttu ve Biz onda bir azim de bulmadık.
Ve gerçek şu ki, biz Adem'e önceden buyruğumuzu ulaştırmıştık; ne var ki o bunu unuttu; o'nu, yaratılışındaki amaçta azimli ve gayretli bulmadık.
Andolsun, bundan önce biz Adem'e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme, diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Filhakıka bundan evvel Ademe ahid verdik de unuttu ve biz onda bir azim bulmadık
Andolsun biz, önceden Adem'e (o ağaçtan yememesini) emretmiştik, unuttu. Biz onda bir azim (ve sebat) bulmadık.
Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Andolsun biz bundan evvel Ademe de vahy (ve emr) etmişizdir. Fakat unutdu o. Biz onda bir azim bulmadık.
Andolsun ki; Biz, daha önce Adem'e de ahid vermiştik. Fakat o unuttu ve Biz onda bir azim bulmadık.
Daha önceleri biz, Adem'e öğüt vermiştik, Fakat onu unuttu. Onu azimli bulmadık.
Doğrusu Biz daha önce Adem'e de vahiy ve emir vermiştik, ne var ki o ahdi unuttu, onda bir azim bulamadık.
Bundan önce Adem'i bilgilendirmiştik.. . (Fakat) O unuttu. . . Onu (uyarıyı uygulamada) azimli bulmadık.
Geçmişte Adem'den söz almıştık; ancak unuttu. Biz onda bir azim ve kararlılık görmedik.
Ant olsun ki Biz, bundan önce Âdem'e ahit verdik, ancak o unuttu. Onu azimli bulmadık.
And We had made a pledge to Adam from before, but he forgot, and We did not find in him the will power.
And We made a covenant with Adam before, but he forgot; and We found not in him determination.
We made a contract with Adam before, but he forgot. We did not find that he had a firm resolve.
We tested Adam in the past, but he forgot, and we found him indecisive.
And We had entrusted to Adam from before, but heforgot, and We did not find in him the will power.
We had made a pledge to Adam from before, but he forgot, and We did not find in him the will power.