"Ve kıskandığı zaman, kıskananın şerrinden."
- Yarattığı her şeyin şerrinden, kapladığında karanlığın şerrinden, düğümlere üfürenlerin şerrinden, haset edenin haset ettiği zamanki şerrinden.
Kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden."
"Kıskandığı vakit kıskananın şerrinden."
"Ve kıskandığı zaman, kıskananın şerrinden."
bir de çekememezlik ettiği zaman çekemeyenin şerrinden."
"Kıskandığında, kıskananın kötülüğünden!"
Ve haset ettiğinde hasetçinin şerrinden!
Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden..."
Ve hased ettiği zaman, hasetçinin şerrinden.
ve kıskançlık gösterdiğinde bir kıskancın şerrinden!"
ve kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden."
(1-5) De ki: "Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım."
Ve şerrinden bir hadisin hased ettiği zaman
Ve hased ettiği zaman hasedcinin şerrinden.
Ve hased ettiği zaman, hasetçinin şerrinden.
Ve hased edenin, hased (ini belli) etdiği zaman, şerrinden.
Hased ettiğinde, hased edenlerin şerrinden.
Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden.
Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden.
"Haset ettiğinde, haset edicinin şerrinden!"
'Kıskandığı vakit kıskananın şerrinden.'
Ve kıskandığı zaman, kıskananın şerrinden.
"And from the evil of the envious when they envy."
“And from the evil of an envier when he envies.”
and from the evil of an envier when he envies.’
"From the evils of the envious when they envy."
"And from the evil of an envier when he envies."
"From the evil of the envious when they envy."