Oysaki onlar, daha önce arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz sorumluluktur.
Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz, mesuliyeti gerektirir.
Yemin olsun ki daha önce onlar, arkalarını dönmeyeceklerine (kaçmayacaklarına) dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz sorumluluk gerektirmektedir.
Daha önce de, arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair ALLAH'a söz vermişlerdi. ALLAH'a verilmiş her söz sorulacaktır.
Oysaki onlar, daha önce arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz sorumluluktur.
Halbuki, daha önce sırtlarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a kesin söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz sorguya çekilmeyi gerektirir.
Üstelik gerçek şu ki, arkalarına dönüp kaçmayacaklarına ilişkin, daha önce, Allah'a söz vermişlerdi. Oysa Allah'a verilen sözün sorumluluğu vardır.
Oysa ki onlar, daha önce kaçmayacaklarına dair Allah adına söz vermişlerdi: ama (olsun), nasıl olsa Allah'a verilen sözün hesabı sorulacaktı.
Yemin olsun ki, onlar daha önce, geri dönüp kaçmayacaklarına ilişkin Allah'a söz vermişlerdi. Ve Allah'a verilen söz sorumluluk gerektirirdi.
Oysa andolsun, daha önce 'arkalarını dönüp kaçmayacaklarına' dair Allah'a söz vermişlerdi; Allah'a verilen söz (ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur.
Halbuki bundan önce Allah'a söz vermişlerdi. Arkalarını dönmeyeceklerdi. Allah'a verilen söz ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur.
halbuki daha önce (mesajına) sırt çevirmeyeceklerine dair Allah'ın huzurunda söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz(ün hesabı) mutlaka sorulacaktır.
Andolsun ki, onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz ise sorumluluğu gerektirir.
Halbuki bundan evvel Allaha ahid vermişlerdi: arkalarını dönmiyeceklerdi, Allahın ahdi ise mes'uliyyetlidir, mutlak sorulur
Oysa arkalarına dön(üp kaç)mayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen sözden sorumlu idiler.
Oysa andolsun, daha önce 'arkalarını dönüp kaçmayacaklarına' dair Tanrı'ya söz vermişlerdi; Tanrı'ya verilen söz (ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur.
Halbuki onlar, andolsun, arkalarına dönmeyeceklerini daha evvel Allaha karşı teahhüd de etmişlerdi. Allaha verilen söz (ü nakz edenler) mes'uldür.
Andolsun ki; onlar, daha önceden sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Ve Allah'a verilen ahid, sorumluluktu.
Daha önce, arkalarına dönüp, kaçmayacaklarına Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen sözler elbette sorulacaktır.
Halbuki daha önce, düşmandan kaçmayacaklarına dair Allah'a yemin ederek, söz vermişlerdi. Allah'a karşı verilen o ahitlerin hesabı elbette sorulacaktır.
Andolsun ki, arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dair daha önce Allah'a ahdetmişlerdi.. . Allah'a verilen söz (ahd) sorulur (sonucu yaşatılır)!
Daha önce de, arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair ALLAH'a söz vermişlerdi. ALLAH'a verilmiş her söz sorulacaktır.
Oysaki onlar, daha önce arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz sorumluluktur.
And indeed they had pledged to God before this that they would not turn around and flee. Making a pledge to God brings great responsibility.
And they had made a covenant with God before, that they would not turn their backs; and the covenant with God is to be answered for.
Yet they had previously made a contract with Allah that they would never turn their backs. Contracts made with Allah will be asked about.
They had pledged to GOD in the past that they would not turn around and flee; making a pledge with GOD involves a great responsibility.
And indeed they had pledged to God before this that they would not turn around and flee; and making a pledge to God brings great responsibility.
Indeed they had pledged to God before this that they would not turn around and flee. Making a pledge to God brings great responsibility.