Ve elini çıkardığı zaman, eli bakanlar için bembeyaz parlayıverdi.
Elini çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Elini de (koynundan) çıkarmıştı. Bir de ne görsünler, o (eli) bakanlara bembeyaz (görünmüştü).
Elini çıkardı, bakanlar için bembeyaz oluverdi.
Ve elini çıkardığı zaman, eli bakanlar için bembeyaz parlayıverdi.
Elini çıkardı, ona bakanlar için bembeyaz oluverdi.
Ve elini çekip çıkardığında, o ışıltıyı seyrettiler.
Ve elini çıkardı: Bir de baktılar ki, göz kamaştırıcı bir parlaklık!
Elini çekip çıkardı; birden o el, bakanların önünde bembeyaz kesildi.
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Elini sıyırıp çıkardı, ne baksın; o seyredenlere ışık saçan bembeyaz bir el!
Ve (sonra) elini yukarı kaldırdı: Oo! Bir de baktılar, bembeyaz, ışıl ışıl!
Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş.
ve elini sıyırdı çıkardı, ne baksın o bakanlara bembeyaz parlıyor
Ve elini (böğründen) çıkardı, birden o, bakanlar için, bembeyaz parlayan bir şey oldu.
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Elini çıkardı. Ne görsünler: O da temaşa edenlere (ışıklar saçan) bembeyaz (bir el).
Elini çıkardı, ne görsün; o da bakanlara bembeyaz.
Elini koynuna soktu. O şimdi bakanların (gözünü kamaştıran) bembeyaz bir el idi
(107-108) Bunun üzerine Musa, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş!
Ve (Musa) elini çekip çıkardı, birden o (el) parlayan beyaz ışık halinde göründü!
Elini çıkardı, bakanlar için bembeyaz oluverdi.
Ve elini çıkardığı zaman, eli bakanlar için bembeyaz parlayıverdi.
And he drew out his hand, and it became pure white for the onlookers.
And he drew forth his hand — and then was it white for the beholders!
And he drew out his hand and there it was, pure white to those who looked.
He took out his hand, and it was white to the beholders.
And he drew out his hand, and it became pure white for the onlookers.
He drew out his hand, and it became pure white for the spectators.