Evet, "Sizler yakınlaştırılanlardan olacaksınız." dedi.
Firavun, "Evet, hem de siz bana yakınlardan olacaksınız" dedi.
(Firavun) "Tamam; siz gözdeler(im)den olacaksınız!" demişti.
"Evet" dedi, "Siz benim yakın çevreme de girersiniz."
Evet, "Sizler yakınlaştırılanlardan olacaksınız." dedi.
"Evet" dedi, "Üstelik benim yakınlarımdan da olacaksınız."
"Evet!" dedi; "Ayrıca, kesinlikle yakın çevreme gireceksiniz!"
(Firavun): "Kesinlikle!" dedi, "üstelik siz (protokolde) maiyetimiz arasındaki yerinizi de alacaksınız."
"Evet, dedi, ayrıca siz benim en yakınlarımdan olacaksınız."
"Evet" dedi. "(O zaman) Siz en yakın(larım) kılınanlardan olacaksınız."
"Evet, o zaman siz elbette gözdelerden olacaksınız." dedi.
(Firavun): "Elbette" diye karşılık verdi, "üstelik, o zaman gözdelerimizin arasına katılmış olacaksınız."
Firavun, "Evet. Üstelik siz (ücretle de kalmayacaksınız) mutlaka benim en yakınlarımdan olacaksınız" dedi.
Evet, dedi: Hem o vakit siz elbette gözdelerdensiniz
(Fir'avn): "Evet, dedi, hem de siz (benim) yakınlar(ım)dan(olacak)sınız!"
"Evet" dedi. "(O zaman) Siz en yakın(larım) kılınanlardan olacaksınız."
(Fir'avn): "Var ya, dedi, hem siz (benim) en yakınlar (ım) dan da olacaksınız muhakkak".
Evet, hem siz muhakkak gözdeler olacaksınız, dedi.
-Evet, elbette siz benim yakınlarım olacaksınız, dedi.
Firavun: "Elbette! Üstelik siz benim gözdelerimden olacaksınız!" dedi.
(Firavun): "Evet" dedi.. . "Muhakkak ki siz benim çok yakınlarımdan olacaksınız. "
'Evet,' dedi, 'Siz benim yakın çevreme de girersiniz.'
Evet, "Sizler yakınlaştırılanlardan olacaksınız." dedi.
He said: "Yes, and you will be made close to me. "
Said he: “Yea; and you will be of those brought near.”
He said, ‘Yes, and you will be among those brought near. ’
He said, "Yes indeed; you will even become close to me."
He said: "Yes, and you will be made close to me."
He said, "Yes, and you will be made close to me."