Biz, böylece onların bir kısmını, bir kısmı ile fitnelendirdik ki: "Allah'ın, aramızdan lütfuna layık gördüğü kimseler bunlar mıdır?" desinler diye. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil midir?
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve kezalike | böylece | |
2 | fetenna | biz denedik | فتن |
3 | bea'dehum | onların kimini | بعض |
4 | bibea'din | kimi ile | بعض |
5 | liyekulu | demeleri için | قول |
6 | eha'ula'i | şunlara mı? | |
7 | menne | lutfu layık gördü | منن |
8 | llahu | Allah | |
9 | aleyhim | kendilerine | |
10 | min | -dan | |
11 | beynina | aramız- | بين |
12 | eleyse | değil midir? | ليس |
13 | llahu | Allah | |
14 | biea'leme | daha iyi bilen | علم |
15 | biş-şakirine | şükredenleri | شكر |
"Aramızda Allah'ın kendilerine lütuf ve ihsanda bulunduğu kimseler de bunlar mı?" demeleri için onların bir kısmını diğerleriyle işte böyle imtihan ettik. Allah şükredenleri hakkıyla değil midir?
"Aramızdan Allah'ın kendilerine lütfettiği kişiler bunlar mı?" demeleri için onların bir kısmını diğerleri ile işte böyle imtihan ettik. Allah şükredenleri daha iyi bilmez mi?
Birbiriyle böylece sınadık ki "ALLAH'ın aramızdan seçip nimetlendirdiği kişiler bunlar mı" desinler. ALLAH güzel karşılık verenleri daha iyi bilmiyor mu!
Biz, böylece onların bir kısmını, bir kısmı ile fitnelendirdik ki: "Allah'ın, aramızdan lütfuna layık gördüğü kimseler bunlar mıdır?" desinler diye. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil midir?
"Allah aramızdan, şunlara mı lütuf ve ikramda bulundu?" desinler diye onlardan kimilerini kimileriyle deneriz. Görevlerini yerine getirenleri en iyi bilen, Allah değil midir?
Ve işte böylece, "Allah, aramızdan bunları mı nimetlendirdi?" desinler diye, onların bir bölümünü, diğerleri ile sınadık. Allah, şükredenleri bilmez mi?
İşte bu şekilde insanları birbiriyle sınarız ki, "Acaba Allah bizi bırakıp da onlara mı ikramda bulunda?" diye sorsunlar. Kimin şükrettiğini en iyi bilen Allah değil midir?
Biz böylece onların bir kısmını diğer bir kısmıyla imtihana çektik ki, şunu söylesinler: "Allah aramızdan şunlara mı lütufta bulundu?" Allah şükredenleri daha iyi bilmiyor mu?
Böylece: "Allah içimizden bunlara mı lütufta bulundu?" demeleri için onlardan bazısını bazısıyla denedik. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil mi?
Böylece bazılarını bazısıyla fitneye düşürmüşüzdür ki: "A!.. Şunlar mı o Allah'ın aramızdan lütfunu layık gördüğü kimseler?" desinler. Allah şükreden kullarını daha iyi bilen değil midir?
İşte bu şekilde insanları birbirleri aracılığıyla sınarız, ki sonunda, "Acaba Allah bizim yerimize onlara mı lütufta bulundu?" diye sorsunlar. Kimin (kendisine) şükrettiğini en iyi bilen Allah değil mi?
Böylece insanların bazısını bazısı ile denedik ki, "Allah, aramızdan şu adamları mı iman nimetine layık gördü?" desinler. Allah, şükreden kullarını daha iyi bilen değil mi?
Böyle ba'zılarını ba'zısiyle fitneye de düşürmüşüzdür ki şöyle desinler: A!... Şunlar mı o Allahın aramızdan lutfuna layık gördüğü kimseler? Allah şükreden kullarını daha iyi bilir değil mi?
Böylece biz onların kimini kimi ile denedik ki: "Allah, aramızdan şunlara mı lutfu layık gördü?" desinler. Allah, şükredenleri daha iyi bilmez mi?
Böylece: "Tanrı içimizden bunlara mı lütufta bulundu?" demeleri için onlardan bazısını bazısıyla denedik. Tanrı şükredenleri daha iyi bilen değil mi?
Biz, onlardan (insanlardan) kimini kimi ile — (sırf) "Allah (buldu buldu da) aramızdan bunlara, bunların üzerine mi lutfünü reva gördü"? desinler diye — işte böyle imtihan etdik. Allah şükredenleri daha iyi bilen değil mi?
Biz, böylece onların bir kısmını bir kısmıyla denedik ki: Aramızadan Allah bunlara mı lütfetti? desinler. Allah; şükredenleri daha iyi bilen değil midir?
Böylece, "Allah, aramızdan bunlara mı iyilikte bulundu?" desinler diye onları birbiriyle denedik. Allah, şükredenleri en iyi bilen değil midir?
Biz onlardan kimini kimi ile, neticede "Allah bula bula aramızdan bunları mı lütfuna layık gördü?" desinler diye, işte böyle imtihan ettik. Allah kimin şükrettiğini, kimin lütfuna daha layık olduğunu bilmez olur mu?
İşte böylece onların kimini kimiyle imtihan ettik, "Allah aramızdan şunlara mı (bazı yoksul, dar gelirli kimselere) lütufta bulundu?" desinler diye.. . Allah, değerlendirenleri daha iyi bilen değil midir?
Birbirinizle böylece sınadık ki 'ALLAH'ın aramızdan seçip nimetlendirdiği kişiler bunlar mı,' desinler. ALLAH güzel karşılık verenleri daha iyi bilmiyor mu!
Biz, böylece onların bir kısmını, bir kısmı ile fitnelendirdik ki: "Allah'ın, aramızdan lütfuna layık gördüğü kimseler bunlar mıdır?" desinler diye. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil midir?
And it is such that We test them with one another, so that they may Say: "Are these the ones whom God has blessed from amongst us" Is God not aware of the thankful
And thus We subjected some of them to means of denial by others: that they might say: “Are these they whom God has favoured among us?” Does then God not best know the grateful?
In this way We try some of them by means of others so that they say, ‘Are these the people among us to whom Allah has shown His favour?’ Does not Allah know best those who are thankful?
We thus test the people by each other, to let them say (mockingly), "Are these the people among us who are blessed by GOD?" Is GOD not aware of the appreciative ones?
And it is such that We test them with one another, so that they may say: "Are these the ones whom God has blessed from among us?" Is God not aware of the thankful?
Thus, We test them with one another, so that they may say, "Are these the ones whom God has blessed from amongst us?" Is God not aware of the thankful?