Onlar, Rabb'lerini görmedikleri halde, O'na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, Kıyamet Günü'nün hesabından endişe ederler.
Takva sahipleri, görmedikleri halde Rabblerine bilinçli bir şekilde saygı duyarlar; onlar kıyametten korkan kimselerdir.
Onlar takvâ (duyarlılık) sahipleri, gaybdaki (bilinemeyendeki) Rablerine saygı duyarlar; (dahası) onlar o (Son) Saat'ten de tir tir titreyenlerdir.
Onlar ki kimse kendilerini görmezken bile Efendi'lerini sayarlar ve o anın dehşetini duyarlar.
Onlar, Rabb'lerini görmedikleri halde, O'na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, Kıyamet Günü'nün hesabından endişe ederler.
Onlar, Rablerinin korkusunu içlerinde hisseden ve kıyamet saatinden dolayı da ürperen kimselerdir.
Onlar, görmemelerine karşın, Efendilerine derin saygı duyarlar; evrenlerin sonundan da ürperirler.
onlar ki, idrak sınırını aşan bir hakikat olsa da Rablerinden korkarlar; yine onlar (görürcesine inandıkları) Son Saat'ten dolayı titrerler.
O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.
Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'
O takva sahipleri için ki, gıyabında Rablerinden korkarlar ve kıyamet endişesiyle titrer dururlar.
o (bilinçli, duyarlı) kimseler ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olsa da, Rablerinden korkar ve Son Saat'in kaygısıyla titrerler.
Onlar, görmedikleri halde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.
O müttekıler için ki rablarına gıyabda haşyet beslerler ve o saatten titrer dururlar
Korunanlar görmeden Rablerinden korkarlar ve (Duruşma) sa'at(in)den de titrerler.
Onlar rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'
(Öyle takvaa saahibleri) ki onlar tenhada da Rablerine candan saygı gösterirler. Onlar kıyametden korkanlardır.
Onlar ki görmedikleri halde, Rabblarından korkarlar ve kıyamet saatından titrerler.
Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkan ve kıyamet saatinden de sakınan kimselerdir.
O müttakiler, görmedikleri halde Rab'lerini gıyabında tazim eder ve hem de kıyametten, o duruşma saatinden korkup titrerler.
Onlar ki gaybları olarak Rablerinden haşyet ederler.. . Onlar o Saat'ten de titrerler.
Onlar ki kimse kendilerini görmezken bile Rab'lerini sayarlar ve Saatin dehşetini duyarlar.
Onlar, Rabb'lerini görmedikleri halde, O'na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, Kıyamet Günü'nün hesabından endişe ederler.
Those who reverence their Lord, even when unseen, and they are weary for the Hour.
Those who fear their Lord unseen, and are of the Hour in dread.
those who fear their Lord in the Unseen and are apprehensive about the Hour.
The ones who reverence their Lord, even when alone in their privacy, and they worry about the Hour.
Those who are concerned towards their Lord in the unseen, and they are weary of the Hour.
Those who revere their Lord, even when unseen, and they are wary of the moment.