Ve Zü'n-Nun'u da an! Hani öfkelenerek gitmişti de kendisini sıkıntıda bırakmayacağımızı sanmıştı. Sonra karanlıklar içinde, "Senden başka ilah yoktur! Sen yüceler yücesisin. Ben haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve za | ve Zü(nnun'u) | |
2 | n-nuni | (ve Zün)nun'u | نون |
3 | iz | zira | |
4 | zehebe | gitmişti | ذهب |
5 | mugadiben | kızarak | غضب |
6 | fe zenne | sanmıştı | ظنن |
7 | en | diye | |
8 | len | asla | |
9 | nekdira | güç yetiremeyeceğiz | قدر |
10 | aleyhi | kendisine | |
11 | fenada | nihayet yalvardı | ندو |
12 | fi | içinde | |
13 | z-zulumati | karanlıklar | ظلم |
14 | en | diye | |
15 | la | yoktur | |
16 | ilahe | tanrı | اله |
17 | illa | başka | |
18 | ente | senden | |
19 | subhaneke | senin şanın yücedir | سبح |
20 | inni | muhakkak ben | |
21 | kuntu | oldum | كون |
22 | mine | ||
23 | z-zalimine | zalimlerden | ظلم |
Zü'n-Nun'u/Yunus'u da hatırla! O, öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum" diye yalvardı.
Balık sahibini de (Yunus'u da an)! Hani o, kendisine gücümüzün yetmeyeceğini sanarak öfkeyle çekip gitmişti. Karanlıkların içinde şöyle dua etmişti: "(Rabbim)! Senden başka ilah yoktur; sen yücesin. Şüphesiz ki ben haksızlık edenlerden oldum."
ZanNun (yani isminde ‘Nun' harfi bulunan Yunus) da... Protesto ederek görevini terk etmişti. Kendisini kontrol edemeyeceğimizi sandı. Sonunda, (balığın karnındaki) karanlıklar içinde, "Senden başka tanrı yok. Sen yücesin. Ben yanlış davrananlardan oldum" diye yalvardı.
Ve Zü'n-Nun'u da an! Hani öfkelenerek gitmişti de kendisini sıkıntıda bırakmayacağımızı sanmıştı. Sonra karanlıklar içinde, "Senden başka ilah yoktur! Sen yüceler yücesisin. Ben haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.
Balığın esiri (Yunus) hayatı kendine dar etmeyeceğimizi sanarak bir gün kızgın bir şekilde çekip gitmişti. Ama daha sonra balığın karanlıkları içinde seslenmiş: "Senden başka ilah yoktur. Senin eksiğin de yoktur; ben yanlış yaptım" demişti.
ZünNun ise öfkelenerek gitmiş; artık, Ona zorluk vermeyeceğimizi sanmıştı. Sonra, karanlıklar içinde, şöyle seslendi: "Senden başka Tanrı yoktur. Sen, tüm yakıştırmalardan ayrıksın. Belli ki, haksızlık yapanlardan olmuşum!"
Ve balık olayının kahramanını da (gündeme taşı)! Hani bir zamanlar o, hakkında işlem yapmayacağımızı düşünerek, öfkeyle (görev yerinden) çekip gitmişti. Derken o (düştüğü) zifiri karanlığın içerisinde "İbadete layık başka ilah yok; sadece yüceler yücesi olan Sen varsın: hiç şüphesiz ben (bu tavrımla) zalimlerden biri olup çıktım!" diye yakarmıştı.
Ve Zünnun. Hani kızarak gitmişti de ona asla güç yetiremeyeceğimizi/ölçüyü kendisine uygulamayacağımızı sanmıştı. Sonra, karanlıkların bağrında şöyle yakardı: "Senden başka ilah yok, tespih ederim seni. Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum."
Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.
Zünnun'u (Yunus'u) da. Hani öfkelenerek gitmişti de Bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı; derken karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, seni tenzih ederim, ben gerçekten zalimlerden oldum diye." seslendi.
Ve o balık olayının kahramanı(nı da an); hani, o gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak öfkeyle çıkıp gitmişti! Ama sonra (düştüğü bunalımın) derin karanlığı içinde: "Senden başka tanrı yok! Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin: doğrusu ben gerçekten büyük bir haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.
Zünnun'u da hatırla. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" diye dua etti.
Zennunu da; hani öfkelenerek gitmişti de biz kendisini asla sıkıştırmayız zannetmişti, derken zulmetler içinde "la ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minezzalimin" diye nida etti
Zünnun'u (balık karnına girmiş olan Yunus ibn Matta'yı) da an; zira (o, kavmine) kızarak gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihayet karanlıklar içinde (kalıp): "Senden başka tanrı yoktur. Senin şanın yücedir, ben zalimlerden oldum!" diye yalvardı.
Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi / sıkıştırmayacağımızı / ele geçirmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka tanrı yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.
O balık saahibini de (hatırla). Hani o, (kavmine) öfkelenmiş olarak gitmişdi de bizim kendisini hiçbir zaman sıkışdırmayacağımızı sanmışdı. Derken o, karanlıklar içinde (kalıb): "Senden başka hiçbir Tanrı yokdur. Seni tenzih ederim. Hakıykat ben haksızlık edenlerden oldum" diye (Allaha) niyaz etmişdi.
Zünnun'a da. Hani o, öfkelenerek giderken kendisine güç yetiremeyeceğimizi sanmıştı. Ama sonunda karanlıklar içinde: Sen'den başka hiç bir ilah yoktur. Tenzih ederim seni, doğrusu ben, haksızlık edenlerden oldum, diye niyaz etmişti.
Zunnuna da.. Hani o, öfkeli olarak giderken, aleyhinde hüküm vermeyeceğimizi zannetmişti. Karanlıklar içinde seslendi: - Senden başka ilah yoktur, Sen tüm noksanlıklardan yücesin. Gerçekten ben, zalimlerden oldum.
Zünnun'u da an. Hani o halkına kızmış, onlardan ayrılmış, Bizim kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Sonra karanlıklar içinde şöyle yakarmıştı: "Ya Rabbi! Sensin İlah, Senden başka yoktur ilah. Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, Yücesin! Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim!"
ZünNun (Yunus).. . Hani kızarak çekip gitmiş ve kendisini sıkıştırmayacağımızı zannetmişti! Nihayet karanlıklar içinde: "Tanrı yok (benliğim yok); sadece Sen (hakikatimi oluşturan El Esma manaların)! Senin (Esma manalarını açığa çıkaran olarak bu işlevimle) tespihindeyim! Muhakkak ki ben zalimlerden oldum" diye yönelmişti.
ZanNun (yani isminde 'Nun' harfi bulunan Yunus) da... Protesto ederek görevini terketmişti. Kendisini kontrol edemiyeceğimizi sandı. Sonunda, (balığın karnındaki) karanlıklar içinde, 'Senden başka tanrı yok. Sen yücesin. Ben yanlış davrandım,' diye yalvardı.
Ve Zennun'u da an! Hani öfkelenerek gitmişti de kendisini sıkıntıda bırakmayacağımızı sanmıştı. Sonra karanlıklar içinde, "Senden başka ilah yoktur! Sen yüceler yücesisin. Ben haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.
And Jonah, when he went off in anger, and he thought that We would not be able to take him. Then he called out in the darkness: "There is no god but You! Glory to You, I was of the wicked!"
And Dhūl-Nūn: when he left in wrath, and thought that We would have no power over him; then he called in the darkness: “There is no god save Thou. Glory be to Thee! I have been among the wrongdoers!”
And Dhu’n-Nun when he left in anger and thought We would not punish him. He called out in the pitch darkness: ‘There is no god but You! Glory be to You! Truly I have been one of the wrongdoers.’
And Zan-Noon (Jonah, "the one with an 'N' in his name"), abandoned his mission in protest, thinking that we could not control him. He ended up imploring from the darkness (of the big fish's belly): "There is no god other than You. Be You glorified. I have committed a gross sin."
Andthe one with 'N,' when he went off in anger, and he thought that We would not be able to take him. Then he called out in the darkness: "There is no god except You! Glory be to You, I was of the wicked!"
The one with N, when he went off in anger, and he thought that We would not be able to take him. Then he called out in the darkness: "There is no god but You! Glory to You, I was of the wicked!"