Senin için göğsünü açmadık mı?
- Biz senin için göğsünü açmadık mı? Senin sırtını çatırdatan yükünü atmadık mı?
Senin için göğsünü ferahlatmadık mı?
Göğsünü genişletip seni sakinleştirmedik mi?
Senin için göğsünü açmadık mı?
Senin içini ferahlattık değil mi?
Gönlüne Dinginlik vermedik mi?
Göğsünü açıp seni ferahlatmadık mı?
Açıp genişletmedik mi senin göğsünü!
Biz, senin göğsünü yarıp genişletmedik mi?
Senin için bağrını açmadık mı?
Biz kalbini aç(ıp ferahlat)madık mı,
(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Şerh etmedik mi senin içün bağrını?
Biz senin (bunalan) göğsünü açmadık mı (ondaki bunalımları, sıkıntıları giderip, onu ilim, hikmet ve huzur ile genişletmedik mi)?
Biz, senin göğsünü yarıp genişletmedik mi?
(Habibim) göğsünü senin (faiden) için (açıb da) genişletmedik mi? (Genişletdik).
Senin göğsünü açmadık mı?
Senin göğsünü ferahlatıp, genişletmedik mi?
Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Senin göğsünü açmadık mı (darlığını genişletmedik mi)?
Göğsünü genişletip seni sakinleştirmedik mi?
Senin için göğsünü açmadık mı?
Did We not relieve your chest
Did We not expand thy breast for thee,
Did We not expand your breast for you
Did we not cool your temper?
Did We not comfort your chest,
Did We not relieve your chest,