"Veya iddia ettiğin gibi, göğü paramparça edip üzerimize yıkmalısın. Veya Allah'ı ve melekleri karşımıza çıkarmalısın."
"Yahut, iddia ettiğin gibi üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin."
Veya iddia ettiğin gibi üzerimize gökten parçalar yağdırıncaya veya Allah'ı ve melekleri önümüze getirinceye kadar (sana inanmayacağız).
"Veya ileri sürdüğün gibi gökten üzerimize parçalar düşürmeli, yahut ALLAH'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin."
"Veya iddia ettiğin gibi, göğü paramparça edip üzerimize yıkmalısın. Veya Allah'ı ve melekleri karşımıza çıkarmalısın."
Ya da sandığın gibi gökyüzünü üstümüze parça parça düşürürsün. Allah'ı ve melekleri karşımıza getirsen de olur.
Veya "Öne sürdüğün gibi, üzerimize parçalar biçiminde gökyüzünü düşürmelisin!" veya "Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin!"
Ya da sürekli iddia ettiğin gibi göğü başımızda paralamalı ve nihayet Allah'ı ve melekleri getirip karşımıza dikmelisin.
"Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza dikmelisin."
"Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin."
yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri kefil getiresin,
yahut, tehdit edip durduğun gibi, göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri bizimle yüzyüze getirmedikçe;
(90-93) Dediler ki: "Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim."
Yahud zu'mettiğin gibi üzerimize Semayı kıt'a kıt'a düşüresin, yahud Allahı ve Melekleri kefil getiresin
"Yahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin (onlar senin doğru söylediğine şahidlik etmelidirler)!"
"Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Tanrı'yı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin."
"Yahud iddia etdiğin gibi gök yüzünü üstümüze parça parça düşüresin veya Allahı ve melekleri kefil getiresin".
Yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşüresin veya Allah ı ve melekleri karşımıza getiresin.
Yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşürmeli ya da karşımıza Allah'ı ve melekleri getirmelisin.
Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü parçalayıp üzerimize kısım kısım düşüresin, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getiresin de onlar senin söylediklerine şahitlik etsinler.
"Yahut tehdit ettiğin gibi semayı parça parça üzerimize düşürmelisin veya Allah'ı ve melekleri karşımıza kefil olarak getirmelisin. " (Allah ismiyle işaret edileni anlamayıp, O'nu gökte bir tanrı olarak düşündükleri için bunu söylüyorlar. )
'Veya ileri sürdüğün gibi gökten üzerimize parçalar düşürmeli, yahut ALLAH'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.'
Veya iddia ettiğin gibi, göğü paramparça edip üzerimize yıkmalısın. Veya Allah'ı ve melekleri karşımıza çıkarmalısın.
"Or that you make the heaven fall upon us in pieces as you claimed, or that you bring God and the Angels before us. "
“Or thou cause the sky to fall — as thou hast claimed — upon us in pieces, or thou bring God and the angels before us face to face,
or make the sky, as you claim, fall down on us in lumps; or bring Allah and the angels here as a guarantee;
"Or unless you cause masses from the sky, as you claimed, to fall on us. Or unless you bring GOD and the angels before our eyes.
"Or that you make the heaven fall upon us in pieces as you claimed, or that you bring God and the angels before us."
"Or that you make the sky fall upon us in pieces as you claimed, or that you bring God and the controllers before us."