Nihayet iki set arasına ulaştığı zaman, onların yanı başında neredeyse hiç söz anlamayan bir halkla karşılaştı.
Sonunda iki set arasına varınca, bunların ötesinde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir topluluk buldu.
Sonunda iki set (dağ) arasına ulaştığında onların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlayamayan bir toplum bulmuştu.
İki seddin arasına varınca, ötesinde, nerdeyse söz anlamayan bir topluluk buldu.
Nihayet iki set arasına ulaştığı zaman, onların yanı başında neredeyse hiç söz anlamayan bir halkla karşılaştı.
O iki barajın arasına varınca onların aşağısında söylenen sözü neredeyse hiç anlamayan (anlayışı kıt) bir topluluğa rastladı.
İki set arasına vardığında, onun önünde, söz anlamayan bir toplum buldu.
Nihayet iki set arasına ulaştığı zaman, onların arasında yaşayan bir topluluğa rastladı; konuştuğu dilden pek anlamıyorlardı.
Nihayet, iki set arasına ulaştı. Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı.
seddin arasına kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiç bir sözü kavramayan bir kavim buldu.
Nihayet iki set arasına vardığı zaman, önlerinde neredeyse hiç söz anlamayan bir kavim buldu.
Ve derken, iki set arasında (bir yere) vardığında onların yamacında (yaşayan ve onun konuştuğu dilden) çok az şey anlayabilen bir kavme rastladı.
İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir halk buldu.
Ta iki sedd arasına vardığı vakit önlerinde bir kavm buldu ki hemen hemen söz anlayacak bir halde değil gibi idiler
Nihayet iki sed arasına ulaşınca onların önünde hemen hiç söz anlamayan bir kavim buldu.
İki seddin arasına kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiç bir sözü kavramayan (yefkahune) bir kavim buldu.
Nihayet iki dağ arasına ulaşdığı zaman onların önünde hemen hiç bir söz anlamaz bir kavm buldu.
En sonunda iki dağın arasına varınca; orada hemen hemen hiç bir söz anlamayan bir kavme rastladı.
Sonunda iki dağ arasında, hemen hemen hiçbir söz anlamayan bir kavme rastladı.
Nihayet iki dağ arasına ulaştığında, onların önünde, hemen hemen hiç söz anlamayan bir millet buldu.
Nihayet iki sed (set, dağ) arasına ulaştı.. . Orada neredeyse -hiçbir- uyarıyı değerlendirmeyecek halde bir kavim buldu.
İki seddin arasına varınca, ötesinde, nerdeyse söz anlamayan bir topluluk buldu
Nihayet iki set arasına ulaştığı zaman, onların dışında, neredeyse hiç söz anlamayan bir toplumla karşılaştı.
Until he reached the area between the two barriers, he found no one beside it except a people who could barely understand anything said.
When he had reached between the two barriers, and found besides them a people scarcely understanding speech,
until he arrived between the two mountains where he found a people scarcely able to understand speech.
When he reached the valley between two palisades, he found people whose language was barely understandable.
Until he reached the area between the two barriers, he found no one besides them except a people who could barely understand anything said.
Until he reached the area between the two barriers, he found no one beside it except a people who could barely understand anything said.