Mal, mülk edinip, onu biriktireni.
- Kızaran derileri soyar; sırtını döneni, yüz çevireni ve biriktirip depo edeni çağırır.
(17, 18) Arkasını dönüp yüz çevireni ve (mal) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağıracaktır.
Toplayıp kasaya saklayanı.
Mal, mülk edinip, onu biriktireni.
Mal biriktirip saklayanı da!
Toplayıp biriktirenleri de.
zira o (serveti) toplayıp (paylaşmayarak) biriktiriyordu.
Toplayıp kasada yığanı/depolayanı.
(Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı.
Toplayıp toplayıp kasaya yığanı.
ve (servet) biriktirip, (onu öteki insanların elinden) alanları.
(17-18) O, (hakka) arka döneni ve (imandan) yüz çevireni; servet toplayıp yığanı kendine çağırır.
Ve toplayıp toplayıp kasaya yığanı
(Mal) Toplayıp kasada yığanı!
(Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı.
(mal) birikdirib de kab içinde saklayanı.
Malını toplayıp kap içinde saklayanı da.
Malını toplayıp yığanı...
(17-18) İmana sırtını dönüp haktan yüz çevireni, bir de servet toplayıp yığan ve hayırda harcamayanı o ateş kendine çağırır.
Toplayıp da servet yığanı!
Toplayıp kasaya saklayanı.
Mal, mülk edinip, onu biriktireni.
And who hoarded and counted.
And gathered and hoarded.
and amassed and hoarded up.
Those who hoarded and counted.
And who hoarded and counted.
Who hoarded and counted.