Cim-Mim-Ayn: Toplamak veya bir araya getirmek, birleştirmek, toplanmak veya bir araya gelmek, birleşmek veya bağlanmak veya bağlantı kurmak, birlik durumuna getirmek, uzlaştırmak veya barıştırmak, bir şey giymek [giysi], düzenlemek/tertip etmek/çözümlemek, cemaatle namaz kılmak, bir şeye karar vermek/karara bağlamak, görüş birliğine varmak veya birleşmek, bir şeyi hazırlamak veya hazır hale getirmek, bir şeyi kurutmak, başkasıyla gizli anlaşma yapmak veya birlik olmak, biriyle bir arada var olmak, sıkı/sıkıştırılmış/daraltılmış olmak, enerji harcamak, uzlaşmak veya kapsamak veya içermek, girmek veya içeri gitmek, başkasıyla buluşmak veya birlikte olmak.