Ateşin içinde birbirlerini suçlarlar; güçsüz olanlar, büyüklük taslayanlara: "Biz size uyduk, şimdi siz ateşin bir kısmını bizden savabilir misiniz?" derler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iz | ve | |
2 | yetehaccune | birbirleriyle tartışırlarken | حجج |
3 | fi | içinde | |
4 | n-nari | ateşin | نور |
5 | feyekulu | dediler ki | قول |
6 | d-duafa'u | zayıf olanlar | ضعف |
7 | lillezine | ||
8 | stekberu | büyüklük taslayanlara | كبر |
9 | inna | elbette biz | |
10 | kunna | idik | كون |
11 | lekum | size | |
12 | tebean | uymuş | تبع |
13 | fehel | -misiniz? | |
14 | entum | siz | |
15 | mugnune | savabilir- | غني |
16 | anna | bizden | |
17 | nesiben | ufak bir parçasını | نصب |
18 | mine | ||
19 | n-nari | ateşin | نور |
Kafirler, o gün ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara, "Biz size uymuştuk: Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz?" diyecekler.
(Kâfirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, (saptıran) kibirlilere "Şüphesiz ki biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz?" diyecekler.
Ateşte tartışırlarken, güçsüzler, büyüklük taslamış olanlara, "Biz sizin izleyicileriniz idik, öyleyse bu ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler.
Ateşin içinde birbirlerini suçlarlar; güçsüz olanlar, büyüklük taslayanlara: "Biz size uyduk, şimdi siz ateşin bir kısmını bizden savabilir misiniz?" derler.
Ateşin içinde birbirlerine baskın gelmeye çalışırlarken, güçsüzler, büyük saydıkları kişilere şöyle derler: "Biz size uyan kimselerdik. Şimdi ateşin bir parçasını olsun bizden savarsınız değil mi?"
Ateşin içinde birbirleriyle tartışacaklar. Güçsüzler, büyüklük taslayanlara, şöyle diyecekler: "Aslında size uyduk. Şimdi, ateşin bir parçasını bizden uzaklaştırabilir misiniz?"
Hani ateşin bağrında karşılıklı tartışırken onları (bir görmelisin): Nitekim zayıflar büyüklük taslayanlara: "Bizim sizin peşinize takıldığımız kesin; şu halde ateşin üzerimizdeki etkisini bir parça olsun hafifletemez misiniz?" diye yalvaracaklar.
O vakit onlar ateş içinde çekişir dururlar. Horlanan takım, böbürlenen takıma şöyle der: "Biz sizin uydularınız olmuştuk. Şimdi şu ateşin bir kısmını olsun bizden uzak tutabilir misiniz?"
Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar, büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (teb'anız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?"
Ve hele ateş içinde biribirlerini protesto ederlerken zayıf olanlar büyüklük taslayanlara: "Hani bizler sizin yönettikleriniz idik. Şimdi siz bizden bir ateş nöbetini savabiliyor musunuz?" diyeceklerdir.
Onlar, (hayatta iken hakikati inkar etmiş olanlar, içine atıldıkları öteki dünyanın) ateşi ortasında birbirleriyle tartışacaklar; ve zayıf olanlar küstahça böbürlenenlere: "Doğrusu biz sadece size uymuştuk, o halde, şu ateşten (bize düşen) payı hafifletebilir misiniz?" diyeceklerdir.
Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara, "Biz size uymuş kimselerdik. Şimdi şu ateşin bir kısmını üzerimizden kaldırabilir misiniz?" derler.
Ve hele ateş içinde biribirlerine (ıhticac) protesto ederlerken: o vakıt zuafa kısmı o büyüklük taslıyanlara diyorlardır: hani bizler sizin tebeanız idik, şimdi siz bizden bir ateş nevbetini savabiliyor musunuz?
Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara dediler ki: "Biz size uymuştuk. Şimdi siz, şu ateşin ufak bir parçasını bizden savabilir misiniz?"
Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (tebanız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?
(Kafirler) ateşin içinde birbiriyle hüccetler göster (erek çekiş) irlerken zaif olanlar o büyüklük taslayanlara "Biz, sizin tebeanızdık. Şimdi siz ateşden bir cüz'ünü olsun bizden savabilir misiniz?" der(ler).
Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken güçsüzler, büyüklük taslayanlara derler ki: Doğrusu biz, size uymuştuk. Şimdi ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?
-Ateşte tartışırlar. Zayıf bırakılanlar, büyüklük taslayanlara şöyle derler: -Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz?
Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken zayıflar, dünyada büyüklük taslayanlara: "Biz bunca zaman size tabi olduk, bari ateş azabının bir kısmını olsun kaldırabilir misiniz?"
Hani (o vakit) Nar içinde birbirleriyle tartışırlar da, zayıf olanlar büyüklük taslayanlara der ki: "Doğrusu biz sizin tabilerinizdik.. . Şimdi siz ateşi biraz olsun bizden uzaklaştırabilir misiniz?"
Ateşte tartışırlarken, güçsüzler, büyüklük taslamış olanlara, 'Biz sizin izleyicileriniz idik, öyleyse bu ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?' derler.
Ateşin içinde birbirlerini suçlarlar; güçsüz olanlar, büyüklük taslayanlara: "Biz size uyduk, şimdi siz ateşin bir kısmını bizden savabilir misiniz?" derler.
And when they argue in Hell, the weak will say to those who were arrogant: "We used to be your followers, can you take from us any portion of the Fire"
And when they will dispute together in the Fire, the weak will say to those who had waxed proud: “We were your followers; will you avail us something against a portion of the Fire?”
When they are squabbling with one another in the Fire, the weak will say to those deemed great, ‘We were your followers, so why do you not relieve us of a portion of the Fire?’
As they argue in Hell, the followers will say to their leaders, "We used to be your followers, can you spare us any part of this Hell?"
And when they argue in Hell, the weak will say to those who were arrogant: "We used to be your followers, can you take from us any portion of the Fire?"
When they argue in hell, the weak will say to those who were arrogant: "We used to be your followers, can you take from us any portion of the fire?"