O, sizi sarsar diye yeryüzüne ağır baskı koydu. Yolunuzu bulmanız için nehirler ve yollardan izler bıraktı;
- Sizi sallar diye yeryüzüne sabit dağlar, ırmaklar ve doğru yolda olasınız diye yollar ve işaretler yerleştirdi. Onlar yıldızlarla da yol bulurlar.
(15, 16) Sizi sarsmasıyla ilgili yer içinde ağır baskılar, (ayrıca gideceğiniz yerlere) ulaşmanız için ırmaklar, yollar ve işaretler yerleştirmiştir. Onlar, yıldızlarla da yollarını (yönlerini) bulurlar.
Ve sarsılmamanız için yeryüzüne denge sağlayıcılar yerleştirdi, yolu bulmanız için de nehirler, yollar,
O, sizi sarsar diye yeryüzüne ağır baskı koydu. Yolunuzu bulmanız için nehirler ve yollardan izler bıraktı;
Sizi çok sarsmasın diye yerin içine sabitleyen (oturaklı) dağlar yerleştirdi. Hedeflerinize ulaşabilmeniz için de ırmaklar ve yollar koydu.
Yeryüzünün sizi sarsmaması için, sarsılmaz dağları, ırmakları ve yolları yerleştirmiştir; belki doğru yola erişirsiniz diye.
Bir yanda sizi sarsar diye yeryüzüne yerleştirdiği kalkmaz kımıldamaz dağlar, öte yanda yolunuzu bulabilmeniz için nehirler ve yollar,
Sizi çalkayıp sarsar diye yerküreye ağır dağlar, ırmaklar, yollar koydu. İyiye ve doğruya ulaşmanız umulmaktadır.
Sizi sarsıntıya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz.
Bir de sizi çalkalamasın diye yeryüzüne ağır baskılar bıraktı, doğru gidesiniz diye ırmaklar ve yollar yarattı.
Ve sizi sarsmasın diye arza yerinden oynatılmaz dağlar; ve yolunuzu bulasınız diye nehirler, yollar yerleştirdi;
(15-16) Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.
Hem Arzda ağır baskılar bıraktı ki sizi çalkar diye, hem de nehirler ve yollar, gerek ki doğru gidesiniz
Sizi sarsar diye arza ağır baskılar attı, ırmaklar ve yollar yaptı ki doğru yolu bulasınız (amaçlarınıza eresiniz).
Sizi sarsıntıya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz.
O, sizi sallayıp çalkalar diye, yer yüzüne sabit ve muhkem dağlar, (bundan başka da) ırmaklar, yollar koydu. Taki maksadlarınıza ulaşasınız.
Yeryüzünde sarsılmayasınız diye sabit dağlar, nehirler ve yollar koymuştur ki onunla, doğru yolu bulasınız.
(15-16) Yeryüzünde sabit dağlar yarattı size; sarsılırsınız diye. (Gideceğiniz yere) ulaşmanız için de nehirler ve yollar.. ve işaretler.. Yıldız ile de onlar yollarını bulurlar.
Hem dünya hareketiyle sizi sarsmasın diye, yeryüzüne sabit dağlar koydu. Amaçlarınıza ermeniz için ırmaklar, geçitler yerleştirdi.
Sizi sarsmaması için arzda sabit dağlar (sabit işlevli organlar); yolunuzu bulup hakikate eresiniz diye nehirler (ilim akıtan zevat) ve (meşrebinize uygun) yollar (anlayışlar) oluşturdu.
Ve sarsılmamanız için yeryüzüne denge sağlayıcılar yerleştirdi, yolu bulmanız için de nehirler, yollar,
O, yeryüzünde sarsılmamanız için dağlar, yolunuzu bulmanız için nehirler ve yollardan izler bıraktı;
And He has cast into the Earth stabilizers so that it does not sway with you, and rivers, and paths, perhaps you will be guided.
And He cast into the earth firm mountains lest it sway with you; and rivers and ways, that you might be guided;
He cast firmly embedded mountains on the earth so it would not move under you, and rivers and pathways so that hopefully you would be guided, and landmarks.
And He placed stabilizers (mountains) on earth, lest it tumbles with you, as well as rivers and roads, that you may be guided.
And He has cast onto the earth stabilizers so that it would not tumble with you, and rivers, and paths, perhaps you will be guided.
He has cast into the earth stabilizers so that it does not sway with you, and rivers, and paths, perhaps you will be guided.