Ona Üstün Güç Sahibi ve Kudretli Olan öğretti.
- Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğinivahyetti.
(5, 6, 7) Çünkü o (Kur'an'ı) müthiş kuvvetleri olan, donanımlı (Cebrail) öğretmiştir. (Cebrail) en yüksek ufuktayken belirmişti.
Onu, büyük güce sahip olan öğretmiştir.
Ona Üstün Güç Sahibi ve Kudretli Olan öğretti.
Onları ona, çok güçlü olan (Cebrail) öğretti.
Büyük Gücü Olan, Ona öğretmiştir.
Onu, melekeleri son derece güçlü bir (melek) öğretti;
Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona.
Ona (bu Kur'an'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
Ona, kuvvetleri çok güçlü olan öğretti.
son derece kudretli birinin ona öğrettiği (bir vahiy):
(5-7) (Kur'an'ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (asli suretine girip) doğruldu.
Ta'lim etti ona kuvveleri şiddetli
Onu, mühtiş kuvvetleri olan biri öğretti;
Ona (bu Kuran'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
Onu müdhiş kuvvetlere malik olan öğretdi.
Onu müthiş kuvvetli olan öğretti.
Bunu ona çok güçlü biri öğretti.
(5-7) Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. Melek kendi asli suretine girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi.
O'na kuvveleri şiddetli olan talim etti!
Onu, büyük güce sahip olan öğretmiştir.
Ona üstün güç sahibi ve kudretli olan öğretti.
He has been taught by One mighty in power.
Taught him by one strong in power,
taught him by one immensely strong,
Dictated by the Most Powerful.
He has been taught by the One mighty in power.
He has been taught by One mighty in power.