Elif-Mim-Nun: güvenli, sağlam, emin, emniyette olmak veya hissetmek; güvenlik/emniyet/selamet/güven durumu, güven, emanet; Kalpte/zihinde sessiz, sakin, huzurlu, dingin olmak; kötülük beklentisinden özgür olmak; veya beğenilmeyen bir nesneden özgür olmak; güvenlik / emniyet vaadi, güvencesi, teminatı; kendine güvenen, güven veren, güvenen hale gelmek; inanmak, kabul etmek, onaylamak
Türkçe’ye girmiş türevler: mümin, emanet, iman, aman, amenna, amentü, âmin, emin (yeddiemin), emniyet, temin, teminat, emanetçi, emaneten, şehremaneti, amanın, amanin, amansız, biaman, elaman
İbr/Aram āmēn אָמֵן emin ve sadık olma, amin deme