Ha-Sin-Be: Düşünmek, göz önünde bulundurmak, varsaymak, hayal etmek, görüşünde olmak. Bir şeyi saymak/hesaplamak/hesap etmek/hesaplamak, hesaplamak, ölçmek, bir şeyi hesaba katmak veya değerlendirmek, bir şeyin öyle olduğunu varsaymak veya düşünmek, bir kişiyi yastıkla desteklemek veya onurlandırmak, hesap vermek veya sorumlu tutmak, bir kişiye yeten veya tatmin eden şeyi vermek, bir kişiyi memnun etmek, bir kişiye memnun eden şeyi vermek, çok vermek, haber peşinde koşmak, haberle ilgili sormak/soruşturmak, casus gibi haber aramak, yastığa yaslanmak, ödül beklemek veya aramak.