En yukarıya git
Ha-Vav-Ta: Korumak/muhafaza etmek, bir insanı veya şeyi güvende tutmak/korumak/sahiplenmek, bir insanı veya şeyi savunmak, bir insana veya şeye sık sık dikkat göstermek, bir insanın şeylerini gözetmek veya önemsemek, bir insana acımak veya sevgi beslemek, bir insanın işlerini üstlenmek/gözetmek/idare etmek, uzaklaşmak, ayrılmak ve karşı gelmek, akraba bağını korumak ve sahiplenmek, bir şeyi kendine çekmek veya sıkıştırmak ve korumak, bir şeyi çevrelemek/kuşatmak, bir şeyi kendi hakimiyet ve himayesi altında tutmak, bir şeyi tekeline almak, bir insanı bir şeye yönlendirmeye veya eğilmeye çalışmak, bir insanı hileli veya kurnazca bir şekilde kandırmaya çalışmak (yani ondan istediği ve reddedildiği bir konuda), bir insanı veya şeyi çevrelemek/kuşatmak/sarmak/kapatmak/engellemek, bir insanın veya şeyin yanlarını kucaklamak veya kuşatmak, bir şeyi veya birini kendi hakimiyetinde veya gücünde tutmak, yok etmek veya yıkıma neden olmak, bir şeyin her yanını kuşatmak (ve kaçış olanağı bırakmamak), bir şeyi tamamen kendine almak ve başkalarını bundan mahrum bırakmak, bir şeyi dışarıdan ve içeriden tümüyle kavramak veya bilmek, bir şeyin en ince ayrıntısına varmak, bir şeyi kapsamlı ve eksiksiz bilmek, sağduyuyla veya öngörüyle veya iyi muhakemeyle bir rotayı veya bir şeyi takip etmek, tedbir almak, en güvenli yolu seçmek, en başarılı yolları aramak, en güvenli yöntemi seçmek.