Kef-Te-Be: yazmak, dikte ettirmek, emretmek/tayin etmek/buyurmak, hüküm vermek/karar çıkarmak, bir araya getirmek, toplamak, birleştirmek/bağlamak, dikmek, yazılı (kanun gibi), yazı biçimi/şekli, kitap, kitapçı, yazılan şey, kayıt/defter/belge, kutsal kitap, yazar/katip/sekreter, ordu/asker kuvveti, kuvvet