Ze-Ye-Nun: Süslemek, donatmak. Süslemek, zarafet katmak, onurlandırmak [bir eylem, nitelik veya söz için]. Dili süsledi, donattı veya düzenledi. Süsledi [örn. Yeryüzü veya toprak, bitki örtüsüyle süslendi], süsledi, dekore etti, donattı, bezedi, güzelleştirdi veya zarafet kattı. Dil için şöyle denir: 'Süslendi, güzelleştirildi veya düzenlendi'. Eylem için şöyle denir: 'Süslendi, güzelleştirildi'; yani başka biri tarafından bir kişiye tavsiye edildi. Zarafet, güzellik, yakışır nitelik, fiziksel/entelektüel süs, onur veya itibar ve bir kişi veya şeyin gururu veya şerefi olan her şey. Bilge bir insanı, mevcut dünyada veya gelecek dünyada, herhangi bir durumunda veya koşulunda utandırmayan veya yakışıksız kılmayan şey. Üç türdür: Zihinsel: Bilgi/bilim ve iyi kiracılar gibi. Bedensel: Güç, boy uzunluğu, görünüş güzelliği. Dışsal: Zenginlik, rütbe veya mevki, haysiyet.