Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel bir kuldu. O, her zaman Allah'a yönelendi.
Biz Davud'a Süleyman'ı bağışladık. Süleyman ne iyi bir kuldu! Çünkü o, daima Allah'a yöneliyordu.
Davud'a Süleyman'ı vermiştik; o ne güzel bir kuldu; daima (Allah'a) yönelendi.
Davud'a, Süleyman'ı verdik. İyi bir kuldu, (Tanrı'ya) sürekli yönelen biriydi.
Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel bir kuldu. O, her zaman Allah'a yönelendi.
Davut'a Süleyman'ı bağışladık; o ne güzel kuldu! Çok saygılıydı.
Davut'a da Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel kuldu; kuşkusuz, O, yönelirdi.
Davud'a bir de Süleyman'ı bahşettik: o ne güzel kuldu; çünkü o sürekli Bize yönelirdi.
Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel kul! Hep Allah'a sığınır, yakarırdı.
Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi.
Bir de Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah'a yönelirdi.
Ve biz Davud'a (oğul olarak) Süleyman'ı armağan ettik; o, ne güzel bir kul(umuz oldu)! O, her zaman Bize yönelirdi.
Davud'a Süleyman'ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.
Bir de Davuda Süleymanı bahşettik, ne güzel kul, o cidden bir evvab
Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik, (Süleyman) ne güzel kuldu! Hep Allah'a başvururdu.
Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O ne güzel kuldu. Çünkü o, yönelen / dönen (evvab) biriydi.
Biz Davuda (oğlu) Süleymanı ihsan etdik. (Süleyman) ne güzel kuldu! Çünkü o, (tesbihde, zikirde ve bütün vakıtlarında) daima (Allaha) dönen (bir zat) di.
Davud'a da Süleyman'ı lutfettik. O ne güzel bir kuldu ve muhakkak ki o, Allah'a yönelirdi.
Davud'a Süleyman'ı bağışlamıştık. O, ne güzel bir kuldu. O, Allah'a yönelen biriydi.
(Bunları belirttikten sonra tekrar Davud'un kıssasına dönelim:) Davud'a evlat olarak Süleyman'ı ihsan ettik. Süleyman ne güzel kuldu! Hep Allah'a yönelirdi.
Davud'a Süleyman'ı hibe ettik; ne güzel kuldu! Gerçekten O, evvab (hakikatini sıkça yaşayan) idi.
Davud'a, Süleyman'ı verdik. İyi bir kuldu, (Tanrı'ya) sürekli yönelen biriydi.
Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel bir kuldu. O, her zaman Allah'a yönelendi.
And to David We granted Solomon. What an excellent and obedient servant.
And We gave David Solomon — how excellent a servant! He was one turning in repentance.
We gave Dawud Sulayman. What an excellent slave! He truly turned to his Lord.
To David we granted Solomon; a good and obedient servant.
And to David We granted Solomon. What an excellent and obedient servant.
To David We granted Solomon. What an excellent and obedient servant.