Varacakları yer Cehennem'dir. Orası ne kötü bir yataktır.
Onlar cehenneme girecekler. Orası ne kötü bir kalma yeridir!
(55, 56) (İyilerin durumu) böyleyken, azgınlara da içine girecekleri, çok feci bir yatak olan kötü bir varış yeri, yani cehennem hazırlanmıştır.
Cehennemde yanarlar; ne kötü bir duraktır.
Varacakları yer Cehennem'dir. Orası ne kötü bir yataktır.
Cehenneme gidecekler ve orada kavrulacaklardır. Ne kötü yataktır o!
Cehenneme yaslanırlar; artık, ne kötü bir yataktır.
cehennem... (Onlar da) ona yaslanacaklar: ama o ne berbat bir döşektir.
İçine dalacakları cehennem! Ne kötü döşektir o!
Cehennem; onlar oraya girerler; ne kötü bir yataktır o.
Cehennem! Ona yaşlanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir!
Onlar cehennemi tadacaklar, ne feci bir meskendir o!
(55-56) İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır!
Cehennem, ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşek
Cehennem! Oraya girerler. Ne kötü bir döşektir o!
Cehennem; onlar oraya girerler, ne kötü bir yataktır o.
Cehennem! Onlar buraya girecekler. Artık ne kötü döşekdir o!
Cehennem. Oraya girerler. Ne kötü bir konaktır.
Cehennem! Oraya atılacaklar. Ne kötü daraltılmıştır.
(55-56) İşte bu, mutlularadır. Ama azgınlara kötü bir akıbet vardır ki o da girip yanacakları cehennemdir. Ne kötü bir yataktır o!
Cehennemdir ki ona yaslanırlar! Ne kötü bir yaşam ortamıdır o!
Cehennemde yanarlar; ne kötü bir duraktır.
Varacakları yer Cehennem'dir. Orası ne kötü bir yataktır.
Hell is where they burn. What a miserable abode!
Gehenna, wherein they will burn; and evil is the resting-place.
Hell, where they will roast. What an evil resting-place!
Hell is where they burn; what a miserable abode!
Hell is where they burn. What a miserable abode!
Hell is where they burn. What a miserable abode!