Böylece onu mücrimlerin kalplerine soktuk.
- Onu, günahkarların kalplerine böyle soktuk. Bu yüzden, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Biz onu (Kur'an'ı), suçluların kalplerine (gözlerinin içine) böylece soktuk.
İşte biz onu suçluların kalplerine böylece (yabancı bir dil gibi) sokarız.
Böylece onu mücrimlerin kalplerine soktuk.
Biz Kur'an'ı suçluların kalplerine kadar işlettik.
Suçluların yüreğine, Onu, işte böyle kavrattık.
İşte Biz vahyin, günaha batmışların kalplerinde (etki etmeden) geçip gitmesini böyle sağlamışızdır.
Biz onu suçluların kalplerine işte böyle yolladık.
Biz onu, suçlu günahkarların kalbine işte böyle işlettik.
Biz onu suçluların kalbine öyle sokmuşuzdur.
Biz bu (mesajı)n o günahkarların kalplerinden (bir yankı bulmadan) geçip gitmesine yol açtık:
İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) suçluların kalbine soktuk.
Biz onu mücrimlerin kalblerine öyle sokmuşuzdur.
Biz onu, suçluların kalblerine öyle soktuk.
Biz onu, suçlu günahkarların kalbine işte böyle işlettik.
Biz (küfrü) o günahkarların kalbine Öyle bir sokduk ki,
İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız.
İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız da..
(200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kafirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
İşte Onu, (hakikati inkar) suçu işleyenlerin akıllarına bu kadar sokarız!
İşte biz onu suçluların kalplerine böylece (yabancı bir dil gibi) sokarız.
Böylece onu mücrimlerin kalplerine soktuk.
As such, We diverted it from the hearts of the criminals.
Thus have We put it in the hearts of the lawbreakers:
That is how We thread it into the hearts of the evildoers.
We thus render it (like a foreign language) in the hearts of the guilty.
As such, We diverted it from the hearts of the criminals.
As such, We diverted it from the hearts of the criminals.