Ve hazinelerden ve kerim makamlardan.
- Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrailoğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrailoğulları'nın ardına düştüler.
(57, 58) Onları (Firavun ve halkını) bahçeler(in)den, (su) kaynaklarından, hazinelerden ve değerli makamlardan çıkarmıştık.
Hazinelerden, yüksek makamlardan...
Ve hazinelerden ve kerim makamlardan.
Hazinelerden ve değerli ikametgahlardan da.
Kaynaklardan ve sunulmuş konumlardan.
servetlerinden, eyvan ve çardaklarından...
Hazinelerinden, mutlu kutlu yerlerinden ettik.
Hazinelerden ve soylu makam(lar)dan da.
hazinelerden ve güzel makamlardan çıkardık.
zenginlikler(in)den, nüfuz ve statülerinden (yoksun bıraktık)!" diyerek (onları İsrailoğulları'na karşı harekete geçirdi).
(57-58) Biz de Firavun'un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.
Hazinelerden, ve dilruba makamlardan çıkardık
Hazineler(in)den ve o güzel yer(lerin)den.
Hazinelerden ve soylu makam(lar)dan da.
(57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazinelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.
Hazinelerden ve şerefli makamlardan.
Hazinelerden ve şerefli makamlardan...
(57-58) Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık.
Hazinelerden, zenginliklerden!
Hazinelerden, yüksek makamlardan...
Ve hazinelerden ve kerim makamlardan.
And treasures and an honourable dwelling.
And treasures and a noble station.
from treasures and a splendid situation.
And treasures and an honorable position.
Andtreasures and an honorable station.
Treasures and an honorable dwelling.