Onlar, büyük günahlardan ve fahşadan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimselerdir.
Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıklarında da hataları bağışlarlar.
Onlar büyük günahlardan ve çirkinliklerden kaçınır; kızdıkları zaman da bağışlarlar.
Onlar ki büyük günahlardan çirkin işlerden kaçınırlar ve kızdıkları zaman bağışlarlar.
Onlar, büyük günahlardan ve fahşadan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimselerdir.
Onlar, büyük günahlardan ve fuhuş çeşitlerinden uzak duran kimselerdir. Öfkelendikleri zaman da affederler.
Onlar, büyük suçlardan ve sağtöreye uygun olmayan edimlerde bulunmaktan kaçınırlar; öfkelendiklerinde de bağışlarlar.
İşte onlar, büyük günahlardan ve hayasızca davranışlardan kaçınırlar, dahası öfkeli zamanlarında bile affetme (erdemini) gösterirler.
Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur.
(Bunlar,) Büyük günahlardan ve çirkin, utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar,
Onlar ki, günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar ve öfkelendikleri vakit de kusur örterler;
bağışlanmaz günahlardan ve hayasızlıktan kaçınanlar ve öfke bastığında da kolayca affedenler (için);
(36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükafat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şura (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.
Ve onlar ki günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar ve her gadablandıkları vakıt da onlar kusur örterler
Onlar büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar; kızdıkları zaman da onlar, affederler.
(Bunlar,) Büyük günahlardan ve çirkin, utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar,
(36-37-38-39) Size verilen şey dünya hayaatının (geçici birer) faidesidir. Allah indinde olan (sevab) ise daha hayırlı, daha süreklidir. (Bu sevablar) iman edib de ancak Rablerine güvenib dayanmakda, büyük günahlardan ve faahiş kötülüklerden kaçınmakda, öfkelendikleri zaman bizzat (kusurları) örtmekde (bağışlamakda) olanlara, Rablerinin (tevhid ve ibadete aid da'vetine) icabet edenlere, namaz (ların) ı dosdoğru kılanlara — ki bunların işleri aralarında müşavere (ile) dir—, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allaha taat uğrunda) harcamakda bulunanlara, kendilerine tağallüb ve zulüm vaaki olduğu zaman elbirlik (mazluma) yardım eyleyenlere mahsusdur.
Ve büyük günahlardan, hayasızlıktan çekinenler, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar içindir.
Günahın büyüğünden ve ahlaksızlıklardan kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlarlar.
Onlar öyle kimselerdir ki büyük günahlardan ve hayasız çirkin işlerden kaçınırlar, kızdıkları zaman öfkelerini yutar, karşıdakinin kusurlarını affederler.
Onlar ki suçun büyüklerinden (şirk, iftira) ve açık çirkinliklerden kaçınırlar; öfkelendiklerinde bağışlarlar.. .
Onlar ki büyük günahlardan çirkin işlerden kaçınırlar ve kızdıkları zaman bağışlarlar.
Onlar, günahların büyüğünden ve hayasızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimselerdir.
And those who avoid gross sins and lewdness, and when they are angered, they forgive.
And those who avoid the enormities of sin and sexual immoralities, and when wroth they forgive,
those who avoid major wrong actions and indecencies and who, when they are angered, then forgive;
They avoid gross sins and vice, and when angered they forgive.
And those who avoid major sins and immorality, and when they are angered, they forgive.
Those who avoid gross sins and lewdness, and when they are angered, they forgive.