Kuşkusuz O, ayırt edici bir sözdür.
- Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'an, hak ile batılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kafirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı!
Şüphesiz ki o (Kur'an, doğru ile yanlışı) ayırt eden bir sözdür.
Bu, ayırdedici bir sözdür.
Kuşkusuz O, ayırt edici bir sözdür.
O (Kur'an), tartışmayı bitiren sözdür.
Kuşkusuz, O, ayırt eden bir sözdür.
elbet bu (vahiy) hakkı batıldan ayıran bir sözdür,
Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür;
Şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir sözdür.
ki, o her halde keskin bir hükümdür.
Bakın, bu (ilahi kelam) doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür,
Şüphesiz o Kur'an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür.
Ki o her halde bir keskin hukümdür
O (Kur'an), elbette (hak ile batılı) ayırdedici bir sözdür.
Şüphesiz o (Kuran), ayırdeden bir sözdür.
Hakıykaten o (Kur'an) hak ile (baatılı ayırd eden) kat'i bir kelamdır.
Ki doğrusu bu, kesin bir sözdür,
Kesinlikle o ayırdedici bir sözdür.
Bu Kur'an, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!
Muhakkak ki O (Kur'an), elbette Hak ile batılı ayırıcı bir söz;
Bu, ayırdedici bir sözdür.
Kuşkusuz O, ayırt edici bir sözdür.
This is the word that separates matters.
It is a decisive word,
it is truly a Decisive Word.
This is a serious narration.
This is the word that separates matters.
This is the word that separates matters.