Ant olsun ki, Allah, Nebi'nin ve zor şartlarda ona destek olan muhacir ve ensarın tevbelerini kabul etti. İçlerinden bir kısmının kalpleri kaymak üzereyken yine de onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karşı Çok Şefkatli'dir, Rahmeti Kesintisiz'dir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | lekad | andolsun | |
2 | tabe | affetti | توب |
3 | llahu | Allah | |
4 | ala | ||
5 | n-nebiyyi | nebiyi | نبا |
6 | velmuhacirine | ve Muhacirleri | هجر |
7 | vel'ensari | ve Ensarı | نصر |
8 | ellezine | ||
9 | ttebeuhu | ona uyan | تبع |
10 | fi | ||
11 | saati | sa'atinde | سوع |
12 | l-usrati | güçlük | عسر |
13 | min | ||
14 | bea'di | O zaman | بعد |
15 | ma | iken | |
16 | kade | neredeyse | كود |
17 | yezigu | kaymağa yüz tutmuş | زيغ |
18 | kulubu | kalbleri | قلب |
19 | ferikin | bir kısmının | فرق |
20 | minhum | içlerinden | |
21 | summe | yine de | |
22 | tabe | tevbesini kabul etti | توب |
23 | aleyhim | onların | |
24 | innehu | çünkü O | |
25 | bihim | onlara karşı | |
26 | ra'ufun | çok şefkatli | راف |
27 | rahimun | çok merhametlidir | رحم |
Andolsun ki Allah, Peygambere, içlerinden bir grubun gönülleri az kalsın eğrilmek üzere iken dar zamanda ona tabi olan muhacirlere ve ensara yöneldi. Sonra onların tövbelerini kabul buyurdu. Çünkü O, onları affedendir; onlara merhamet edendir.
Şüphesiz ki Allah içlerinden bir grubun kalpleri eğrilmeye yüz tuttuktan sonra, Peygamber'in ve güçlük zamanında ona uyan muhacirlerin ve ensarın tevbesini kabul etmiştir. Sonra da onların tevbelerini kabul etmiştir. Şüphesiz ki O, onlara karşı çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
ALLAH, peygamberin, göç edenlerin ve yardım edenlerin tövbesini kabul etmiştir. Onlar, içlerinden bir bölümünün neredeyse kalplerinin kaydığı güç anda onu izlemişlerdi. Sonra onların yönelişini (tövbesini) kabul etti. O, onlara karşı çok Şefkatlidir, Rahimdir.
Ant olsun ki, Allah, Nebi'nin ve zor şartlarda ona destek olan muhacir ve ensarın tevbelerini kabul etti. İçlerinden bir kısmının kalpleri kaymak üzereyken yine de onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karşı Çok Şefkatli'dir, Rahmeti Kesintisiz'dir.
Allah, nebinin tevbesi ile zor zamanda ona uyan Muhacir ve Ensardan kalbi kaymak üzere olan bir bölüğün tevbesini kabul etti. Onların tevbesini kabul etti çünkü Allah, onlara karşı çok merhametlidir, ikramı da boldur.
Gerçek şu ki, Allah, onların arasından bir kümenin yürekleri kaymak üzereyken, peygambere, göç edenlere ve zorluk zamanında Ona bağlı kalan yardımcılarına pişmanlık olanağı vermişti. Sonra, onların pişmanlıklarını kabul etti. Kuşkusuz, O, onlara karşı, Sevecendir; Merhametlidir.
Doğrusu şu ki: Allah, Peygamber'e, (imkanların tükendiği yerden imkanların üretileceği yere göç eden) muhacirlere, (zorluk demlerinde kendi imkanlarını onlarla paylaşan) Ensar'a, üstelik içlerinden bir kısmının kalbinin kaymaya yüz tuttuğu bir durumun ardından, rahmet ve bağışıyla yöneldi. Evet, onların tevbelerini kabul etti; çünkü O'nun sınırsız şefkat ve merhameti, onları da kuşatır.
Yemin olsun ki, Allah, içlerinden bir grubun kalpleri kaymaya yüz tuttuktan sonra, peygambere ve o güçlük saatinde ona uymuş olan Muhacirlerle Ensar'a tövbe nasip etmiş, sonra da onların tövbelerini kabul buyurmuştur. Çünkü onlara karşı Rauf ve Rahim'dir.
Andolsun Allah, Peygamberin, Muhacirlerin ve Ensarın üzerine tevbe ihsan etti. Ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi nerdeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. Sonra onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara (karşı) çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir.
Andolsun ki, Allah yine peygambere ve o güçlük anında ona uyan muhacirlerle Ensara; içlerinden bir kısmının kalpleri az kalsın eğilecek gibi olmuşken sonra kendilerine tevbelerinin kabulüyle iltifat buyurdu. Gerçekten O, onlara karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
Gerçek şu ki, Allah acıması, esirgemesiyle Peygamber'e ve sıkıntılı bir zamanda -hem de içlerinden bir kısmının kalpleri neredeyse kaymak üzereyken- ona bağlı kalıp zulmün ve kötülüğün egemen olduğu diyardan göç edenlere ve Din'e sahip çıkıp ona kol kanat gerenlere teveccüh etti. Sonra, bir kere daha: acıması, esirgemesiyle (Allah) onlara teveccüh etti. Çünkü O, gerçekten onlara karşı çok merhametli ve çok şefkatlidir.
Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul etmiştir. Evet, onların tövbelerini kabul etmiştir. Şüphesiz O, onlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.
Şanına kasem olsun ki Allah yine lutfetti Peygambere ve o güçlük saatinde ona ittiba' eyleyen Muhacirin ve Ensara ki içlerinden bir kısmının kalbleri az daha eğilecek gibi olmuş iken sonra kendilerine tevbelerinin kabulile iltifat buyurdu, hakıkat o, onlara rauftur, rahimdir
Andolsun Allah, Peygamberi ve o güçlük sa'atinde ona uyan Muhacirleri ve Ensarı affetti. O zaman içlerinden bir kısmının kalbleri kaymağa yüz tutmuş iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Çünkü O, onlara karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
Andolsun Tanrı, Peygamberin, muhacirlerin ve ensarın üzerine tevbe ihsan etti. Ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi nerdeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. Sonra onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara (karşı) çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir.
Andolsun ki Allah, peygamberini (muhaarebeden geri kalanlara izin verildiğinden dolayı afvetdiği gibi) içlerinden bir takımının gönülleri hemen hemen eğrilmek üzere iken güdük zamanında ona (o peygambere) ta'bi' olan Muhacirlerle ensaarı da tevbeye muvaffak buyurdu ve sonra onların (bu) tevbelerini kabul eyledi. Çünkü O çok esirgeyici, çok bağışlayıcıdır.
Andolsun ki Allah, Peygamberin ve güçlük anında ona uyan muhacir ve ensarın tevbelerini kabul etti. İçlerinden bır kısmının kalbleri kaymak üzere iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Çünkü O, kendilerine Rauf ve Rahim'dir.
Allah, Peygamberin, muhacirin, ensarın; sıkıntılı bir zamanda bir kısmının kalpleri kaymak üzere iken Peygambere uyan kimselerin tevbelerini kabul etti. Tevbelerini, onlara karşı şefkatli ve merhametli olduğu için kabul etmiştir.
Allah, Peygamberini savaşa katılmayanlara izin verdiğinden ötürü affettiği gibi, içlerinden bir kısmının kalpleri kaymaya yüz tutmuşken, o güçlük anında, Peygambere tabi olan Muhacirlerle Ensarı da tövbeye muvaffak buyurdu ve sonra onların bu tövbelerini kabul etti.Çünkü O, onlara karşı raufdur, rahimdir (pek şefkatli ve pek merhametlidir).
Andolsun ki Allah, fazlını nasip etti.. . Hz. Rasullullah'a da, o güçlük saatinde O'na tabi olan muhacirler ile ensara da; içlerinden bir bölümünün kalpleri neredeyse kaymak üzere iken tövbeye (yanlışlarından dönmeye) muvaffak kıldı. Sonra onların tövbelerini kabul etti. . . O, onlarda Rauf'tur, Rahıym'dir.
ALLAH, peygamberin, göç edenlerin ve yardım edenlerin tevbesini kabul etmiştir. Onlar, içlerinden bir bölümünün neredeyse kalplerinin kaydığı güç anda onu izlemişlerdi. Sonra onların yönelişini (tevbesini) kabul etti. O, onlara karşı çok Şefkatlidir, Rahimdir.
Ant olsun ki, Allah, Nebi'nin ve zor şartlarda ona destek olan muhacir ve ensarın tövbelerini kabul etti. İçlerinden bir kısmının kalpleri kaymak üzereyken yine de onların tövbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karşı Çok Şefkatli'dir, Rahmeti Kesintisiz'dir.
God has pardoned the prophet and the emigrants and the supporters that followed him in the darkest hour, even though the hearts of some of them nearly deviated, but then He pardoned them. He is towards them Compassionate, Merciful.
God has turned towards the Prophet, and the émigrés, and the helpers who followed him in the hour of hardship, after the hearts of a faction among them had almost deviated; then turned He towards them — He is to them kind and merciful —
Allah has turned towards the Prophet, and the Muhajirun and the Ansar, those who followed him at the ‘time of difficulty’, after the hearts of a group of them had almost deviated. Then He turned towards them – He is All-Gentle, Most Merciful to them –
GOD has redeemed the prophet, and the immigrants (Muhajireen) and the supporters who hosted them and gave them refuge (Ansar), who followed him during the difficult times. That is when the hearts of some of them almost wavered. But He has redeemed them, for He is Compassionate towards them, Most Merciful.
God has pardoned the prophet and the emigrants and the supporters who had followed him in the darkest hour, even though the hearts of some of them nearly deviated, but then He pardoned them. He is towards them Compassionate, Merciful.
God has pardoned the prophet and the emigrants and the supporters that followed him in the darkest moment, even though the hearts of some of them nearly deviated, but then He pardoned them. He is towards them Kind, Compassionate.