Bunun üzerine hanımı şaşkınlık içinde, yüzüne vurarak yüksek sesle: "Ben kısır, ihtiyar bir kadınım." dedi.
O esnada, hanımı çığlık atarak, yüzüne vurarak geldi ve "Kısır bir kocakarıdan mı?" dedi.
Hanımı, çığlık atarak (meleklere) yönelmiş ve (elini) yüzüne vurarak "Ben kısır bir kocakarıyım!" demişti.
Karısı hayret içinde, (hayretten) yüzüne vurarak, "Kısır bir yaşlı kadın!" dedi.
Bunun üzerine hanımı şaşkınlık içinde, yüzüne vurarak yüksek sesle: "Ben kısır, ihtiyar bir kadınım." dedi.
Karısı çığlık atarak döndü ve ellerini yüzüne vurarak: "Kocamış kısır bir kadından mı?" dedi.
Bu sırada, karısı çığlık atarak geldi ve kendi yüzüne vurarak, şöyle dedi: "Kısır bir yaşlı kadınken!"
Bunun üzerine karısı ileri atıldı ve yüzüne vurarak "Kısır bir kocakarıdan ha!" deyip feryadı bastı.
Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle dedi: "Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!"
Böylece karısı çığlıklar kopararak geldi ve yüzüne vurarak: "Kısır, yaşlı bir kadın (mı doğum yapacakmış)?" dedi.
Bunun üzerine karısı bir çığlık içinde döndü, elini yüzüne çarptı ve: "Kısır bir kocakarı (çocuk mu doğurur)? dedi.
Bunun üzerine karısı çığlık atarak (misafirlerin) yanına geldi ve (şaşkınlık içinde) yüzüne vurarak feryad etti: "(Benim gibi) kısır bir kocakarıdan mı!"
Bunun üzerine karısı bir çığlık kopararak yönelip elini yüzüne vurdu. "Ben kısır bir kocakarıyım (nasıl çocuğum olabilir?)" dedi.
Bunun üzerine hatunu bir çığlık içinde döndü de elini yüzüne çarptı ve akim bir kocakarı, dedi
Karısı (Sare) çığlık içinde geldi (hayretten elini) yüzüne vurarak: "(Ben) Kısır bir kocakarı(yım, benden nasıl çocuk olur)?" dedi.
Böylece karısı çığlıklar kopararak geldi ve yüzüne vurarak: "Kısır, yaşlı bir kadın (mı doğum yapacakmış)?" dedi.
Bunun üzerine (İbrahimin) zevcesi (Sare) bir feryad içinde yönelib (elini) yüzüne vurdu. "(Ben) doğurmaz bir koca karı (yım)" dedi.
Bunun üzerine zevcesi hayretle seslenerek döndü, yüzünü kapayarak: Kısır bir kocakarı, dedi.
Karısı bir çığlık içinde çıka gelip, (elleriyle) yüzüne vurarak: -Ben, kısır bir kocakarıyım, dedi.
Evin öbür köşesinden bunu duyan eşi, elini yüzüne vurarak: "Vay başıma gelene! Ben kısır bir kocakarı iken mi doğuracağım!" diye çığlık attı.
Bu yüzden (İbrahim'in) karısı çığlık içinde misafirlerin yanına döndü de, (ellerini utanarak) yüzüne kapatıp dedi ki: "(Ben) kısır bir ihtiyar kadınım!"
Karısı hayret içinde, (hayretten) yüzüne vurarak, 'Kısır bir yaşlı kadın!' dedi.
Bunun üzerine hanımı şaşkınlık içinde, yüzüne vurarak yüksek sesle: "Ben kısır, ihtiyar bir kadınım." dedi.
His wife then approached in amazement. She slapped upon her face, and said: "I am a sterile old woman!"
And his wife came forward, crying out, and struck her face, and said: “A barren old woman!”
His wife came up with a shriek and struck her face and said, ‘What, and me a barren old woman!’
His wife was astonished. Noting her wrinkled face: "I am a sterile old woman."
His wife then approached in amazement. She slapped upon her face, and said: "A barren old woman!"
His wife then approached in amazement. She slapped upon her face, and said, "I am a sterile old woman!"