"Haydi, hiç zaman kaybetmeden bana istediğiniz tuzağı kurun."
"O'ndan başka taptıklarınızın hepsinden uzağım. Haydi, hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin."
(54, 55) Biz ‘İlahlarımızdan biri seni fena hâlde çarpmış!'* demekten başka bir söz söylemiyoruz." (Hud ise) şöyle demişti: "Ben Allah'ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki ben O'nun peşi sıra ortak koştuklarınızdan uzağım. Hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana zaman tanımayın!
"O'ndan başkalarından. Haydi, topunuz birleşip bana karşı plan hazırlayın. Hiç de beklemeyin."
"Haydi, hiç zaman kaybetmeden bana istediğiniz tuzağı kurun."
"Allah ile aranıza koyduklarınızdan uzağım. Haydi, hep birlikte bana tuzak kurun. Hiç göz açtırmayın."
"O'ndan başkasından!" "Haydi, tümünüz bana karşı elinizden geleni ardınıza koymayın. Sonra, bana göz açtırmayın!"
(tabii ki) Allah dışındaki... Haydi artık topunuz bana tuzak kurun; sonra da bana soluk aldırmayın!
"Allah dışındaki tanrılarınızdan uzağım. Hadi, hep birlikte bana tuzak kurun, bana hiç göz açtırmayın."
"O'nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre tanımayın."
(54-55) Biz yalnız "herhalde Tanrılarımızın bazısı seni fena çarpmış." deriz. Hud: "Ben Allah'ı şahit gösteriyorum, siz de şahit olun ki, ben ondan başka, ona ortak koştuklarınızdan hiçbirini tanımıyorum; artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra da bana bir an bile süre tanımayın!
yani, O'ndan başkalarını! Haydi, bana karşı topunuz (istediğiniz kadar) tuzak kurun, elinizden geleni ardınıza komayın!
(54-55) Biz sadece şunu söyleriz: "Seni, ilahlarımızdan biri fena çarpmış." Hud, dedi ki: "İşte ben Allah'ı şahit tutuyorum. Siz de şahit olun ki, ben sizin Allah'ı bırakıp da O'na ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Haydi hepiniz toptan bana tuzak kurun, sonra da bana göz açtırmayın."
(54-55) Yalnız deriz ki her halde ilahlarımızın ba'zısı seni fena çarpmış, dedi ki: işte ben Allahı işhad ediyorum siz de şahid olun, işte ben ondan başka koştuğunuz şeriklerin hiç birini tanımıyorum, artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra bana bir lahza müsade de etmeyin.
O(Allah)'dan başka (taptığınız tanrılardan). Haydi hepiniz bana tuzak kurun, sonra bana hiç göz açtırmayın (elinizden ne gelirse yapın)!"
"O'nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre tanımayın."
(54-55) Biz "Tanrılarımızdan kimi seni fena çarpmış" (demekden) başka (bir şey) söylemeyiz. (Hud) dedi: "Allahı hakıyki şahid gösteririm ve siz de şahid olun ki ben sizin Allahı bırakıb da Ona ortak tutmakda devam etdiğiniz şeylerden kat'iyyen uzağım. Artık bana topyekun istediğiniz tuzağı kurun, sonra bana mühlet de vermeyin".
Hepiniz birlikte tuzak kurun bana. Sonra da hiç müsade etmeyin.
O'ndan başka bana tüm tuzağınızı kurun. Göz açtırmayın, dedi.
(54-56) "Galiba tanrılarımızdan biri seni pek fena çarpmış!" demekten başka bir şey söyleyemeyiz. Hud dedi ki: "Ben Allah'ı şahit tutuyorum, siz de şahid olun ki: ben sizin Allah'a şerik koştuklarınızdan hiç birini tanımıyorum. Artık hepiniz toplanın, bana istediğiniz tuzağı kurun, hiç göz açtırmayın, hiç süre tanımayın. Ben benim de, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayanıp güvendim. Hiç bir canlı yoktur ki mukadderatı O'nun elinde olmasın. Rabbim elbette tam istikamet üzeredir."
"O'na denk kabul ederek (ortak saydıklarınızla).. . Hadi hepiniz bana tuzak kurun, sonra hiç mühlet vermeyin. "
'O'ndan başkalarından. Haydi, topunuz birleşip bana karşı plan hazırlayın. Hiç de beklemeyin.'
"Haydi, hiç zaman kaybetmeden bana istediğiniz tuzağı kurun.".
"Besides Him, so scheme against me all of you, then do not give me respite. "
“Besides Him; so scheme against me all together; then grant me no respite.
So scheme against me, all of you together, and then grant me no respite.
"beside Him. So, give me your collective decision, without delay.
"Besides Him, so plan against me all of you, then do not give me respite."
"-- besides Him, so scheme against me all of you, then do not give me respite."