Başlarını yukarı dikerek, bakışları donup kalmış bir şekilde umutsuzca koşarlar.
O gün başlarını dikerek koşarlar; bakışları kendilerine dönmez. Yüreklerinin içi de bomboştur.
Kalpleri bomboş olarak bakışlarını kontrol edemez şekilde, başları yukarı dikilmiş bir durumda (davetçiye doğru) seğirtip koşarlar.*
Başları boyunları üstüne kaskatı dikilmiş, göz kapakları kıpırdamaksızın korkudan dolayı zihinleri bomboş bir halde koşuşurlar.
Başlarını yukarı dikerek*, bakışları donup kalmış bir şekilde umutsuzca koşarlar.*
O gün kafaları ikna edilmiş, gözleri kırpılmaz halde ve gönülleri arayış içinde boyun eğmiş olurlar.
Başları yukarı kalkmış, bakışları kendilerini bile göremeyecek denli çarpılmış ve yürekleri bomboş olarak koşacaklardır.
(O gün) onlar arkaya kaykılmış başları, yuvalarına bir türlü dönmeyen fırlamış bakışları ve tamtakır yürekleriyle panik içinde seğirtip dururlar.
Başlarını dikerek koşuşurlar. Bakışları kendilerine dönmez. Yürekleri tamamen boşalmıştır.
Başlarını dikerek koşarlar, gözleri kendilerine dönüp çevrilmez. Kalbleri (sanki) bomboştur.
Başlarını dikerek koşarlar, bakışları kendilerine dönmez ve yüreklerinin içi bomboş hava kesilir.
O Gün onlar, başları (bir medet ararcasına) yukarı kalkık, bakışları kendi hallerini göremeyecek kadar çarpılmış, ve kalpleri bomboş, oradan oraya koşuşup dururlar.
O gün başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur.
Başlarını dikerek koşarlar, nazarları kendilerine dönmez, ve yüreklerinin içi bom boş heva kesilmiştir
(O gün) başlarını dikerek koşarlar, bakışları kendilerine dönmez, (öyle donup kalmıştır sanki). Yüreklerinin içi de bomboş havadır. (Şaşkınlıktan, kafalarında düşünce adına bir şey kalmamıştır).
Başlarını dikerek koşarlar, gözleri kendilerine dönüp çevrilmez. Yürekleri (efidetühüm) (sanki) bomboştur.
(O haldeki) hepsi de başlarını dikerek koşacaklar. Gözleri kendilerine bile dönüb bakamayacak. Kalblerinin içi ise (müdhiş korkularından dolayı akıldan) bomboşdur.
O gün; başları kalkmış, gözleri kendilerine dönmeyecek şekilde sabit kalmış, gönülleri bomboş olarak koşup duracaklardır.
Gözleri, bakışları kendilerine dönemeyecek şekilde donuklaşmış ve başları dikilmiş olarak dururlar. Gönülleri ise bomboş...
O gün onlar başlarını dikmiş, gözleri donup kalmış, kalpleri bomboş koşup dururlar.
(İşte o gün onlar) zillet içinde bakarak, başlarını dikerek (yardım arayışında) koşuşur haldedirler.. . Kendilerini göremez bir haldedirler! Ne düşüneceklerini bilemezler!
Başları boyunları üstüne kaskatı dikilmiş, göz kapakları kıpırdamaksızın korkudan dolayı zihinleri bomboş bir halde koşuşurlar.
Bakışlarını yukarı dikerek*, bakışları sabit bir şekilde umutsuzca koşarlar.*
They will approach with their heads bowed, and their eyes will not blink, and their hearts will be void.
Straining forward, their heads uplifted; their gaze not returning to them, and their hearts void.
rushing headlong – heads back, eyes vacant, hearts hollow.
As they rush (out of the graves), their faces will be looking upward, their eyes will not even blink, and their minds will be horrified.
They will approach with their heads bowed, and their eyes will not blink, and their hearts will be void.
They will approach with their heads bowed, their eyes will not blink, and their hearts will be void.