Erhan Aktaş - Kerim Kur'an

Böylece yaptıklarının kötülükleri onlara isabet etti. Alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.

فَأَصَابَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا عَمِلُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
Fe esabehum seyyiatu ma amilu ve haka bihim ma kanu bihi yestehziun.
#kelimeanlamkök
1feesabehumnihayet onlara ulaştıصوب
2seyyiatukötülükleriسوا
3ma
4amiluyaptıklarınınعمل
5ve hakave kuşattıحيق
6bihimonları
7maşey
8kanuكون
9bihionunla
10yestehziunealay ettikleriهزا

Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Nihayet yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alay ettikleri şey, onları kuşattı.

Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Sonunda yaptıklarının kötülükleri onlara ulaşmış ve alay etmiş oldukları şey onları çepeçevre kuşatmış (olacak)tır.
*

Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Yaptıkları kötülükler onlara dokundu ve alaya almış oldukları şeyler onları kuşattı.

Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Böylece yaptıklarının kötülükleri onlara isabet etti. Alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.

Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Yaptıkları işlerin kötü tarafları onlara gelip çattı da hafife aldıkları o şey başlarına geldi.

Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Sonunda, yaptıkları kötülükler başlarına yıkıldı. Ve alay ettikleri şey onları kuşattı.

Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
En sonunda yaptıkları kötülüklerin hedefi haline geldiler: alay edip durdukları şey tarafından çepeçevre kuşatıldılar.

Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Sonunda, yapıp ettiklerinin kötülükleri başlarına musibet olmuş, alay edip durdukları şey kendilerini sarıvermişti.

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp kuşatıverdi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Onun için yaptıklarının fenalıkları başlarına musibet oldu ve alay ettikleri şey kendilerini sarıverdi.

Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Öyle ki, işledikleri kötülükler kendi başlarına yıkılmış, alay edip durdukları şey onları çepeçevre kuşatmıştı.

Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Bu sebeple işledikleri kötülüklerin cezası onlara ulaştı ve alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.

Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Onun için amellerinin fenalıkları başlarına musibet oldu ve istihza ettikleri şey kendilerini sarıverdi

Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Nihayet yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alay ettikleri şey onları kuşattı.

Gültekin Onan
Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey kendilerini sarıp kuşatıverdi.

Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Onun için yapdıklarının cezası onları çarpmış, istihza edegeldikleri (hakıykat) çepçevre kendilerini kuşatıvermişdir.

İbni Kesir
Bunun için işledikleri kötülüklere uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşattı.

Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Onlara, yaptıklarının kötülüğü dokundu ve onları alay ettikleri şey, çepeçevre kuşattı.

Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
(33-34) Dini inkar edenler ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin azap emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Allah zulmetmedi onlara, kendi canlarına zulmediyordu onlar! Kendilerini buldu, yaptıkları kötü işler. Sarıp kuşatıverdi onları alay ettikleri şeyler.

Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Bu yüzden yaptıklarının getirisi olan kötülükler kendilerine isabet etti ve kendisiyle alay edip durdukları şey kendilerini çepeçevre kuşattı.

Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Yapmış olduklarının kötü sonuçları onlara dokundu ve alaya almış oldukları şeyler onları kuşattı.

Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Böylece yaptıklarının kötülükleri onlara isabet etti. Alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.

Rashad Khalifa The Final Testament
They have incurred the consequences of their evil works, and the very things they ridiculed came back to haunt them.

The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
Thus is was, that the evil of their work has afflicted them, and they will be surrounded by that which they used to mock.

Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
Thus, the evil of their work afflicted them, and they were surrounded by what they used to make fun of!