"O, beşikte de yetişkinliğinde de insanlarla konuşacak. O, salihlerden olacaktır."
O, insanlarla hem beşikte iken, hem de yetişkin bir adam olarak konuşacak; dürüst ve erdemli kişilerden olacak.
O, beşikte de yetişkinliğinde de insanlara konuşacak ve iyilerden (olacak).*
"Beşikteyken de büyüyünce de insanlarla konuşacak ve iyilerden olacak."
"O, beşikte de* yetişkinliğinde de insanlarla konuşacak. O, salihlerden* olacaktır."
Hem beşikte hem yetişkin çağda insanlara hitap edecek ve iyilerden olacaktır."
"Beşikteyken de yetişkinliğinde de insanlarla konuşacak; erdemli olanlar arasında olacaktır!"
O beşikte ve erişkin iken insanlara konuşacak; ve salihlerden biri olacak.
"Beşikte ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş yapanlardandır."
"Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir."
O, hem beşikte iken hem yetişkinliğinde insanlarla konuşacak, hem de iyilerdendir.
Ve o, (çocuk,) insanlarla hem beşikte iken, hem de yetişkin bir adam olarak konuşacak; dürüst ve erdemli kişilerden olacak."
"O, beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak, salihlerden olacaktır."
Ve nasa kelam söyleyecek: hem beşikte hem yetişkin iken, hem de salihinden.
"Beşikte ve yetişkinlikte insanlara konuşacak ve iyilerden olacaktır."
"Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir."
"Beşiğinde de, yetişğinlik haalinde de insanlara söz söyleyecekdir. (O), saalihlerdendir" dediği zaman da (sen yanlarında değildin).
Beşiğinde de, yetişkinlik halinde de insanlarla konuşacaktır ve salihlerdendir.
O, insanlarla beşikte iken de yetişkin iken de konuşacaktır ve O, iyilerden biridir.
Beşiğinde de, yetişkinliğinde de insanlara hitap edip onlarla konuşacak, salih insanlardan olacaktır.
"Beşikte ve kehlde (olgunluk döneminde) insanlara konuşacaktır. Salihlerdendir. "
'Beşikteyken de büyüyünce de insanlarla konuşacak ve iyilerden olacak.'
O, beşikte de*, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacak. O, salihlerden* olacaktır.
"And he speaks to the people from the cradle, and in old age, and is from among the upright. "
“He will speak to men in the cradle, and in maturity, and is among the righteous.”
He will speak to people in the cradle, and also when fully grown, and will be one of the righteous,’
"He will speak to the people from the crib, as well as an adult; he will be one of the righteous."
"And he will speak to the people from the cradle and to middle-age, and is from among the upright."
"He speaks to the people from the cradle, and as an adult; and he is among the reformers."