Sonra da seni buyruklardan apaçık bir şeriat sahibi yaptık. Öyleyse ona uy! Bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Sonra sana da emrimizden bir yasa belirledik; artık ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma!
Sonra da seni iş (din) konusunda bir şeriat* (kanun) sahibi kıldık. Sen ona uy;* bilmeyenlerin isteklerine uyma!
Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.
Sonra da seni buyruklardan apaçık bir şeriat* sahibi yaptık. Öyleyse ona uy! Bilmeyenlerin* hevalarına* uyma.
Sonra seni bir kurala (şeriata) göre görevlendirdik; sen ona uy; kendini bilmezlerin arzularına uyma.
Sonra, sana, buyruğumuzdan yasalar verdik. Artık, Ona bağlı kal ve bilmeyenlerin isteklerine uyma.
Son olarak, seni de bu görevi (hakkıyla ifa edeceğin) bir yol ve yönteme kavuşturduk: o yolu izle, sakın ha (kendini) bilmezlerin keyfi yargılarına uyma!
Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şeriat/bir yol, yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!
Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Sonra emirden (olan) bir şeriat ile seni vazifelendirdik; onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmayanların arzularına uyma!
Ve son olarak (ey Muhammed,) seni (imanın) hedefini gerçekleştireceğin bir yola koyduk. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.
Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.
Sonra emirden bir şeriat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o şeriate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların hevalarına uyma
Sonra seni de buyruk(umuz)dan bir şeriate (bir hukuk düzenine) koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Sonra seni de bu buyruktan bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Sonra (Habibim) seni de (din) emr (in) den bir şeriatın üstüne me'mur kıldık. O halde sen ona tabi' ol. Bilmezlerin heva (ve heves) lerine uyma.
Sonra seni de emirden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen; ona uy, sakın bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Sonra sana da, emrimiz ile bir yol gösterdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Sonra din işinde, seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Sen ona tabi ol, gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Sonra biz seni, hükmümüzle oluşmuş şartlarla meydana getirdik! Ona uy, (Hakikati, Dini) bilmeyenlerin hevalarına (bedensellikten kaynaklanan heves ve düşüncelerine) tabi olma!
Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.
Sonra da seni buyruklardan apaçık bir şeriat* sahibi yaptık. Öyleyse ona uy! Bilmeyenlerin* arzularına uyma.
Then We have established you on the correct path; so follow it and do not follow the desires of those who do not know.
Then set We thee upon a way of the command; follow thou it, and follow thou not the vain desires of those who know not;
Then We placed you on the right road of Our Command, so follow it. Do not follow the whims and desires of those who do not know.
We then appointed you to establish the correct laws; you shall follow this, and do not follow the wishes of those who do not know.
Then We have established you on the path of things; so follow it and do not follow the desires of those who do not know.
Then We have established you on the correct path; so follow it and do not follow the desires of those who do not know.