Bu sihir miymiş? Yoksa siz mi görmüyormuşsunuz?
"Bu bir büyü müdür, yoksa siz mi görmüyorsunuz?"
Bu bir büyü müymüş! Yoksa görmüyor musunuz?
Bu bir büyü müdür, yoksa siz mi görmüyorsunuz?
Bu sihir miymiş? Yoksa siz mi görmüyormuşsunuz?
Bu da mı büyü! Bunu da mı görmüyorsunuz!
"Bu da mı büyüleyici bir söz? Yoksa siz mi görmüyordunuz?"
Bu kara büyü(nün kabusu)mu, yoksa görmek istemediğiniz bir (hakikat) mi?
"Bu da mı büyü?! Yoksa siz mi görmüyordunuz?"
"Bu da bir büyü mü, yoksa siz mi görmüyorsunuz."
Bu da mı sihir, yoksa siz görmüyor musunuz?
Peki bu, bir yanılsama mıydı yoksa (doğruluğunu) görmek istemediğiniz bir şey mi?
"Bu Kur'an mı bir büyü imiş, yoksa siz mi (gerçeği) göremiyormuşsunuz?"
Bu da mı sihir? Yoksa siz görmüyor musunuz?
"(Nasıl) Şimdi bu, büyümüymüş, yoksa siz mi görmüyor muşsunuz?"
"Bu da bir büyü mü, yoksa siz mi görmüyorsunuz."
"(Peki) bu da mı sihir?! Yoksa siz (yine büyülendiniz de) görmüyor musunuz"?!
Bu bir büyü müdür, yoksa siz görmüyor musunuz?
-Bu da mı sihir? Yoksa siz mi görmüyorsunuz?
Haydi söyleyin bakalım, bu da mı sihir, yoksa siz mi görmüyormuşsunuz?
"Bu bir büyü mü, yoksa siz mi görmüyorsunuz?"
Bu bir büyü müdür, yoksa siz mi görmüyorsunuz?
Bu sihir miymiş? Yoksa siz mi görmüyormuşsunuz?
"Is this magic, or do you not see"
“Is this sorcery? Or do you not see?
So is this magic? Or is it that you do not see?
Is this magic, or do you not see?
"Is this magic, or do you not see?"
"Is this magic, or do you not see?"