Bir araya gelerek söyleşirler:
Birbirlerine yönelip soru sorarlar.
Onların bir kısmı bir kısmına dönüp soracaklar.
Birbirlerine dönüp geçmişi anarlar:
Bir araya gelerek söyleşirler:
Birbirlerine döner ve sorarlar:
Ve birbirlerine dönerek, soracaklar:
Derken, birbirlerine dönüp sorular soracaklar...
Birbirlerine dönüp soruşurlar. Ve derler:
Kimi kimine dönüp sorarlar;
Birbirlerine dönmüş soruyorlar;
Ve (böylece nimet tattırılanlar,) birbirlerine dönerek (geçmişte yaşadıkları hakkında) sorular soracaklar.
Birbirlerine dönüp ("Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?" diye) sorarlar.
Ve ba'zısı ba'zısına dönmüş soruşuyorlardır
Birbirlerine dönmüş soruyorlar:
Kimi kimine dönüp sorarlar.
(Ehl-i cennet) birbirine yönelib (hallerini ve amellerini) soruşdururlar,
Birbirlerine dönüp sorarlar:
Birbirlerine dönüp sorarlar
Birbirlerinin yanına gelip şöyle sorup sohbet etmeye başlarlar:
Birbirlerine dönüp geçmiş hallerini konuşurlar.
Birbirlerine dönüp geçmişi anarlar:
Bir araya gelerek söyleşirler:
And they came to one another asking.
And they will draw near to one another, asking of one another: —
Some of them will come up to others and they will question one another.
They will meet each other and reminisce among themselves.
And they came to one another asking.
They came to one another asking.