Bizden önce ölmüş olan atalarımız da mı?
- Şöyle diyorlardı: "Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?" De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de,belli bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir."
(47, 48) Şöyle diyorlardı: "Hem biz hem de önceki atalarımız, ölüp toprak ve kemik hâline geldikten sonra (yeniden) diriltilecekmişiz, öyle mi?"
"Önceki atalarımız da mı?"
Bizden önce ölmüş olan atalarımız da mı?
"Eski atalarımız da mı kalkacak!" derlerdi.
"Önceki atalarımız da mı?"
Önden giden atalarımız da (diriltilecek), öyle mi?"
"Önceki atalarımız da mı?"
"Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"
Önceki atalarımız da mı?"
Ve eski atalarımız da mı?"
"Evvelki atalarımız da mı?"
Ya evvelki atalarımız da mı?
"Önceki atalarımız da mı?"
"Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"
"Evvelce geçmiş atalarımız da mı?"
Önce gelmiş geçmiş atalarımız da mı?
Daha önceki atalarımızda mı?..
(47-48) Ve derlerdi ki: "Ölüp toprak olduktan ve çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz diriltilecekmişiz? Gelip geçmiş atalarımız da mı?"
"Evvelki atalarımız da mı?" derlerdi.
'Önceki atalarımız da mı?'
Bizden önce ölmüş olan atalarımız da mı?
"As well as our forefathers"
“Or our fathers of former times?”
or our forefathers, the earlier peoples?’
"Does this include our forefathers?"
"And also our fathers of old?"
"As well as our forefathers?"