Kuşkusuz o, şerefli bir Resul sözüdür.
Şüphesiz Kur'an, çok şerefli bir elçinin sözüdür.
Şüphesiz ki o (Kur'an), değerli bir elçinin (Cebrail'in ulaştırdığı) sözüdür.
Ki bu şerefli bir elçinin (getirdiği) sözdür.
Kuşkusuz o, şerefli bir Resul sözüdür.
Asıl önemlisi, Kur'an'ın değerli bir elçinin (Cebrail'in) sözü olmasıdır*.
Kuşkusuz, O, kesinlikle, onurlu bir elçinin sözüdür.*
Hiç şüpheniz olmasın ki o (mesaj) şerefli bir elçinin sözüdür;
Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür.
Hiç şüphesiz o (Kur'an), şerefli bir elçinin kesin sözüdür.
O (Kur'an), hiç şüphesiz şanlı bir peygamberin getirdiği sözdür.
Bakın, bu (Kuran) gerçekten şerefli bir Elçi'nin (vahyedilmiş) sözüdür,
(38-40) Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur'an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah'tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.
O hiç şübhesiz kerim bir Resulün getirdiği sözdür
Ki, o (Kur'an) elbette değerli bir elçinin sözüdür.
Hiç şüphesiz o (Kuran) Şerefli bir elçinin kesin sözüdür.
Muhakkak o (Kur'an) Allah indinde çok şerefli peygamberin kati sözüdür.
Muhakkak o; şerefli bir elçinin kat'i sözüdür.
Şüphesiz o, şerefli bir elçinin sözüdür.
Bu Kur'an, pek kerim bir Resulün sözüdür.
Muhakkak ki O, Keriym bir Rasulün kavlidir (sözüdür).
Ki bu şerefli bir elçinin (getirdiği) sözdür.
Kuşkusuz o, şerefli bir Rasul sözüdür.
This is the utterance of an honourable messenger.
It is the word of a noble messenger,
that this is the word of a noble Messenger.
This is the utterance of an honorable messenger.
This is the utterance of an honorable messenger.
This is the utterance of an honorable messenger.