Biz onlardan geçirecekleri bir süreye kadar azabı kaldırınca da hemen sözlerinden dönüverdiler.
Ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca, hemen sözlerinden dönüverdiler.
Biz ulaşacakları bir süreye kadar onlardan o azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönmüşlerdi.
Onları söz konusu felaketlerden herhangi bir süre için kurtarınca da sözlerinden dönüyorlardı.
Biz onlardan geçirecekleri bir süreye kadar azabı kaldırınca da hemen sözlerinden dönüverdiler.
Her afeti üzerlerinden bir süre için kaldırınca, anında sözlerinden dönüyorlardı.
Ama bir süreyi dolduruncaya dek, onların üzerinden yıkımı giderdiğimizde, sözlerinden döndüler.
Fakat ne zaman sözlerini gerçekleştirmeye yetecek bir süre musibeti kaldırsak, her seferinde gerisin geri sözlerinden dönerlerdi.
Dolduracakları bir süreye kadar kendilerinden azabı kaldırdığımızda, hemen yeminlerini bozdular.
Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye kadar, o iğrenç azabı çekip giderdik, onlar yine andlarını bozdular.
Erişecekleri belirli bir süreye kadar azabı kendilerinden sıyırdığımız zaman, derhal yeminlerini bozdular.
Ama ne zaman ki sözlerini gereğince yerine getirmeleri için kendilerine süre verip de bu musibeti üzerlerinden kaldırsak, (hemen) sözlerinden geri dönerlerdi.
Fakat erişecekleri bir süreye kadar biz azabı üzerlerinden kaldırınca hemen yeminlerini bozarlar.
Vaktaki irişecekleri bir müddete kadar azabı kendilerinden sıyırdık derhal yeminlerini bozdular
Biz onlardan, geçirecekleri bir süreye kadar azabı kaldırınca, hemen yeminlerini bozmağa başladılar.
Ne zaman ki onların erişebilecekleri bir ecele kadar o iğrenç azabı çekip giderdik, onlar yine andlarını bozdular.
Vaktaki biz, kendilerinin erişecekleri bir müddete kadar, onlardan azabı giderdik, bir de ne bakarsın: Onlar yeminlerini bozuyorlar bile.
Onların erişecekleri bir süreye kadar azabı üzerlerinden kaldırınca; bir de bakarsın, onlar sözlerinden cayıyorlardı.
Onlardan azabı, onlara ulaşacak belirli bir süreye kadar kaldırdığımız zaman; onlar verdikleri sözü o an bozuyorlardı.
Biz, geçirecekleri bir süreye kadar onlardan azabı kaldırınca da yeminlerinden döndüler.
Kendilerine verdiğimiz mühlet sona erene kadar onlardan bu azabı kaldırdığımızda, bir de bakarsın ki onlar yine sözlerinden dönmüşler!
Onları söz konusu felaketlerden herhangi bir süre için kurtarınca da sözlerinden dönüyorlardı.
Belli bir süreye kadar onlardan azabı kaldırınca da, hemen sözlerinden dönüverdiler.
So when We removed from them the plague until a future time; they broke their pledge.
But when We removed the scourge from them to a term they were to reach, then they reneged.
But when We removed the plague from them – for a fixed term which they fulfilled – they broke their word.
Yet, when we relieved the plague for any length of time, they violated their pledge.
So when We removed from them the affliction, until a future time, they broke their pledge.
So when We removed from them the plague until a future time; they broke their pledge.