Başlarına azap gelince: "Ey Musa! Sana verilen söze dayanarak Rabb'ine dua et, eğer bizden bu azabı uzaklaştırırsan sana inanacağız ve İsrailoğulları'nın seninle birlikte gitmesine izin vereceğiz." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velemma | ne zaman ki | |
2 | vekaa | çökünce | وقع |
3 | aleyhimu | üzerlerine | |
4 | r-riczu | azab | رجز |
5 | kalu | dediler | قول |
6 | ya musa | Musa | |
7 | d'u | du'a et | دعو |
8 | lena | bizim için | |
9 | rabbeke | Rabbine | ربب |
10 | bima | üzerine | |
11 | ahide | verdiği söz | عهد |
12 | indeke | sana | عند |
13 | lein | eğer | |
14 | keşefte | kaldırırsan | كشف |
15 | anna | bizden | |
16 | r-ricze | azabı | رجز |
17 | lenu'minenne | muhakkak inanacağız | امن |
18 | leke | sana | |
19 | velenursilenne | ve mutlaka göndereceğiz | رسل |
20 | meake | seninle beraber | |
21 | beni | oğullarını | بني |
22 | israile | İsrail |
Azap üzerlerine çökünce, "Ey Musa! Sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et! Eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrailoğulları'nı seninle göndereceğiz" dediler.
Tepelerine her bela* indiğinde, "Ey Musa! Sana verdiği söz gereği bizim için Rabbine dua et! Bizden o azabı kaldırırsan, elbette sana inanacak ve elbette İsrailoğulları'nı seninle göndereceğiz." demişlerdi.
Her ne zaman başlarına bir musibet gelse, "Ey Musa, sana verdiği sözden dolayı Efendine yalvar. Bizi bu felaketlerden kurtarırsan seni onaylar ve İsrail oğullarını da seninle beraber yollarız" dediler.
Başlarına azap gelince: "Ey Musa! Sana verilen söze dayanarak Rabb'ine dua et, eğer bizden bu azabı uzaklaştırırsan sana inanacağız ve İsrailoğulları'nın seninle birlikte gitmesine izin vereceğiz." dediler.
Her bir afet başlarına geldikçe şöyle dediler: "Ey Musa! Sana verdiği söz sebebiyle bizim için Rabbine yalvar. Hele bu afeti üzerimizden bir kaldırsın elbette sana inanacağız ve elbette İsrailoğullarını seninle birlikte serbest bırakacağız."
Başlarına bir yıkım geldiğinde, şöyle dediler: "Ey Musa! Sana verdiği söze dayanarak, bizim için, Efendine yakarışta bulun. Bu yıkımı bizden giderirsen, sana kesin olarak inanırız ve İsrailoğullarını seninle göndeririz!"
(Bu) musibet(ler)in başlarına geldiği her zaman şu vaadde bulunurlardı: "Ey Musa, seninle yaptığı peygamberlik ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et! Bu musibeti bizden uzak tutmayı sağlarsan, söz, sana inanacak ve İsrailoğullarının seninle gitmesine izin vereceğiz."
Pislik üzerlerine çökünce şöyle dediler: "Ey Musa! Sana verdiği söze dayanarak Rabbine dua et. Şu pisliği üzerimizden kaldırırsa, sana kesinlikle inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte mutlaka göndereceğiz."
Başlarına iğrenç bir azab çökünce, dediler ki: "Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz.
Üzerlerine azap çöktüğü vakit dediler ki: "Ey Musa sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et! Eğer bu azabı bizden sıyırırsan, andolsun ki, sana kesinlikle iman eder ve İsrail oğullarını seninle birlikte muhakkak göndeririz."
Ve başlarına ne zaman bir bela/bir musibet gelse, "Ey Musa" derlerdi, "Seninle yaptığı (peygamberlik) ahdine dayanarak bizim için Rabbine dua et! Eğer bu musibeti bizden uzaklaştırırsa sana inanacağız ve İsrailoğullarının seninle gitmesine izin vereceğiz!"
Üzerlerine azap çökünce, "Ey Musa! Rabbinin sana verdiği söz uyarınca bizim için dua et. Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz" dediler.
Vaktaki azab üzerlerine çöktü, ya Musa! dediler: Bizim için rabbına dua et, sana olan ahdi hurmetine, eğer bizden bu azabı sıyırırsan kasem olsun ki sana kat'iyyen iyman ederiz ve Beni İsraili seninle beraber mutlak göndeririz
Üzerlerine azab çökünce: "Ey Musa, dediler, sana verdiği söz uyarınca bizim için Rabbine du'a et; eğer bizden azabı kaldırırsan, muhakkak sana inanacağız ve mutlaka İsrail oğullarını seninle beraber göndereceğiz!"
Başlarına iğrenç bir azab çökünce dediler ki: "Ey Musa, rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip giderirsen andolsun sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz."
Üzerlerine o azab çökünce: "Ya Musa, dediler bizim için Rabbine — sana olan ahdi hürmetine —düa et. Eğer bu azabı bizden ayırıb sıyırırsan, andolsun, sana kat'iyyen iman edeceğiz. Andolsun, İsrail oğullarını da seninle beraber mutlak göndereceğiz".
Üzerlerine azab çökünce, dediler ki: Ey Musa, sana olan ahdine göre Rabbına dua et. Eğer bu azabı bizden kaldırırsan; andolsun ki, sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz.
-Ey Musa, yanındaki ahid Kitap ile Rabbine yalvar, eğer bizden bu azabı kaldırırsa kesin olarak sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle beraber salıvereceğiz.
Azap üzerlerine çökünce dediler ki: "Musa! Rabbin ile arandaki ahit uyarınca, bizim için O'na yalvar. Eğer bu azabı üstümüzden kaldırırsan, mutlaka sana inanacak ve İsrailoğullarını da seninle göndereceğiz."
Üzerlerine bu azap geldiğinde: "Ey Musa! Sözleşmene dayanarak, bizim için Rabbine dua et.. . Şayet bu azabı bizden kaldırırsan, muhakkak ki sana iman edeceğiz ve mutlaka İsrailoğullarını seninle beraber göndereceğiz" dediler.
Her ne zaman başlarına bir musibet gelse, 'Ey Musa, sana verdiği sözden dolayı Rabbine yalvar. Bizi bu felaketlerden kurtarırsan sana inanır ve İsrail oğullarını da seninle beraber yollarız,' dediler.
Başlarına azap gelince: "Ey Musa! Sana verilen söze dayanarak Rabb'ine dua et, eğer bizden bu azabı uzaklaştırırsan sana inanacağız ve İsrailoğulları'nın seninle birlikte gitmesine izin vereceğiz." dediler.
And when the plague befell them, they said: "O Moses, call on your Lord for what pledge He gave you, that if you remove this plague from us, then we will believe you and we will send with you the Children of Israel. "
And when the scourge came upon them, they said: “O Moses: call thou to thy Lord for us by what He covenanted with thee: if thou remove the scourge from us, we will believe thee, and send the children of Israel with thee.”
Whenever the plague came down on them they said, ‘Musa, pray to your Lord for us by the contract He has with you. If you remove the plague from us, we will definitely have iman in you and send the tribe of Israel away with you.’
Whenever a plague afflicted them, they said, "O Moses, implore your Lord - you are close to Him. If you relieve this plague, we will believe with you, and will send the Children of Israel with you."
And when the affliction befell them, they said: "O Moses, call on your Lord for what He has pledged with you, that if you remove this affliction from us, then we will believe in you and we will send with you the Children of Israel."
When the plague befell them, they said, "O Moses, call on your Lord for what pledge He gave you. If you remove this plague from us, then we will acknowledge you and we will send with you the Children of Israel."