"Hayır! İşin doğrusu, siz çabuk geçeni seviyordunuz."
- Hayır! Öyle değil, doğrusu sizler bu dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
Hayır! Doğrusu siz çabucak geçeni (dünyayı) seviyorsunuz.
Ne var ki, siz geçici (dünyayı) seviyorsunuz.
"Hayır! İşin doğrusu, siz çabuk geçeni* seviyordunuz."
Hayır! Bir an önce elinize geçecek şeyler istiyordunuz.
Hayır, asla! Siz, geçici yaşamı seviyorsunuz.
Yoo! Bilakis siz hemen şimdi ve burada olanı seviyor
Hayır, hayır! Siz hemencecik geleni seversiniz.
Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz.
Hayır, hayır! Siz peşini (geçici dünyayı) seviyorsunuz.
(Çoğunuz) bu geçici hayatı seviyorsunuz,
(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
Hayır hayır siz pişini seviyorsunuz
Hayır, siz çabuk (geçen şu dünyay)ı seviyorsunuz da,
Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz.
Yok yok, siz çarçabuk geçen (bu dünyay) i seversiniz.,
Hayır, bilakis siz, çabuk geçeni seversiniz.
-Hayır, siz, acil olanı /dünyayı seviyorsunuz.
Gerçek şu ki: Siz bu peşin dünya hayatına çok düşkünsünüz.
Hayır! Bilakis siz acileyi (peşin olanı, dünyayı) seversiniz;
Ne var ki, siz geçici (dünyayı) seviyorsunuz.
"Hayır! İşin doğrusu, siz çabuk geçeni* seviyordunuz."
Alas, you all like this world.
No, indeed! The truth is, you love this fleeting life
No indeed! But you love this fleeting world
Indeed, you love this fleeting life.
Alas, you all like this world.
Alas, you all like this world.