O gözleri görmeyen geldi diye.
- Kendisine ama geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun.
(1, 2) Görme engelli biri ona geldi diye yüzünü ekşitti ve arkasını döndü.
O kör adam geldi diye.
O gözleri görmeyen geldi diye.
O kör, sana geldi diye.
Kör adam geldi diye.
yanına âmâ geldi diye...
Yanına kör adam geldi diye.
Kendisine o kör geldi diye.
Ona ama geldi diye.
çünkü kör bir adam o'na yaklaşmıştı!
(1-2) Kendisine o ama geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
Çünkü ona a'ma geldi
Kör geldi diye.
Kendisine o kör geldi diye.
kendisine o a'maa geldi diye.
Kendisine a'ma geldi diye.
Ona gözleri görmeyen kimse geldi diye.
(1-2) Yanına görmeyen (ama) biri geldi diye yüzünü ekşitti ve sırtını döndü.
O ama geldi diye.
O kör adam geldi diye.
O gözleri görmeyen geldi diye.
When the blind one came to him.
That the blind man came to him.
because the blind man came to him.
When the blind man came to him.
When the blind one came to him.
When the blind one came to him.