Hani! Bir zamanlar sizden, birbirinizin kanlarını dökmeyeceğinize ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair kesin söz almıştık. Bu sözümüzü kabul ettiğinizin tanıkları sizlersiniz.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iz | hani | |
2 | ehazna | almıştık | اخذ |
3 | misakakum | sizden kesin söz | وثق |
4 | la | ||
5 | tesfikune | dökmeyeceksiniz | سفك |
6 | dima'ekum | birbirinizin kanını | دمو |
7 | ve la | ||
8 | tuhricune | çıkarmayacaksınız | خرج |
9 | enfusekum | birbirinizi | نفس |
10 | min | -dan | |
11 | diyarikum | yurtlarınız- | دور |
12 | summe | sonra | |
13 | ekrartum | kabul etmiştiniz | قرر |
14 | veentum | ve siz | |
15 | teşhedune | şahidsiniz | شهد |
Hatırlayınız ki, sizden,"Birbirinizin kanını akıtmayınız, birbirinizi yurtlarınızdan çıkartmayınız"diye sağlam söz almıştık. Sonra siz bunu kabullendiniz ve birbirinize karşı şahitlik ettiniz.
Hani birbirinizin kanlarını dökmeyeceğinize, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair sizden söz almıştık. Sonunda siz de şahit olarak (bunları) kabul etmiştiniz.
Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlarından çıkarmayacaksınız diye de sizden söz almıştık. Bunu kabul etmiş ve tanık olmuştunuz.
Hani! Bir zamanlar sizden, birbirinizin kanlarını dökmeyeceğinize ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair kesin söz almıştık. Bu sözümüzü kabul ettiğinizin tanıkları sizlersiniz.
Bir gün sizden yine "Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, kendinizden olanları yurdunuzdan çıkarmayacaksınız!" diye söz aldık. Bunu kabul etmiştiniz; siz de buna şahitsiniz.
Oysa sizden kesin söz almıştık: "Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız!" Bunu kabul etmiş ve tanık olmuştunuz.
Yine sizden "Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurdunuzdan çıkarmayacaksınız" diye de söz almıştık; üstelik siz de bunu ikrar etmiştiniz; hala da buna şahitsiniz.
Sizden şu sözü de almıştık: Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz. Birbirlerinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız. Bunu kabul etmiştiniz. Hala da buna tanıklarsınız.
Hani sizden "Birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın" diye misak almıştık. Sonra sizler bunu onaylamıştınız, hala (buna) şahitlik ediyorsunuz.
Yine bir vakit kesin sözünüzü almıştık: "Birbirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız." Sonra siz bunu ikrar da ettiniz ve ikrarınıza şahit de oldunuz.
O zaman, birbirinizin kanını dökmeyeceğinize, birbirinizi yurtlarınızdan sürmeyeceğinize dair kesin söz almıştık sizden, siz de kabul etmiştiniz; ve (şimdi de) buna şahitlik yapıyorsunuz.
Hani, "Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız" diye de sizden kesin söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendiniz de buna hala şahitlik etmektesiniz.
Yine bir vakit misakınızı aldık; biribirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz, ve nüfusunuzu diyarınızdan çıkarmıyacaksınız, sonra siz buna ıkrar da verdiniz ve ıkrarınıza şahit de oldunuz
"Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz,birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız?" diye sizden kesin söz almıştık; göre göre bunu kabul etmiştiniz.
Hani sizden "Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlarınızdan (diyariküm) çıkarmıyacaksınız diye misak almıştık. Sonra sizler bunu onaylamıştınız (akrertüm). Hala da buna tanıklarsınız.
Hani sizden (ey Yahudiler,) "(Birbirinizin) kanlarını (haksız) yere) akıtmayın, kendinizi kendi yurdlarınızdan çıkarmayın" diye kat'i söz almışdık. Sonra siz de (buna karşı) ikraar vermişdiniz ve haala (bu yolda aleyhinizde) şahidlik edib duruyorsunuz da.
Hani; bir de kanınızı dökmeyin, birbirinizi yurdunuzdan sürmeyin diye söz almıştık, sonra bunu ikrar ettiniz ve şahid de oldunuz.
Sizden "boş yere kanınızı akıtmayınız, birbirinizi yurdunuzdan çıkarmayınız" diye söz almıştık; sonra siz de söz vermiştiniz ve hala buna şahitlik ediyorsunuz.
Hani sizden, "Birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi ülkenizden çıkarmayın!" diye söz almıştık, siz de bunu kabul etmiştiniz. Buna siz de şahitlik edersiniz.
Hani sizden, birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi yaşadığı yerden uzaklaştırmayın diye söz almıştık. Siz de buna şahitlik eder halde ikrar (kabul) etmiştiniz.
Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlarından çıkarmıyacaksınız diye de sizden söz almıştık. Bunu kabul etmiş ve tanık olmuştunuz.
Hani! Bir zamanlar sizden, birbirinizin kanlarını dökmeyeceğinize ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair kesin söz almıştık. Bu sözümüzü kabul ettiğinizin tanıkları sizlersiniz.
And We have taken a covenant with you: "You shall not spill each other's blood, nor drive each other out from your homes. " And you agreed to this while bearing witness.
And when We took your agreement: “Shed not your blood, and turn not your own out of your homes,” then you affirmed and bore witness;
And when We made a covenant with you not to shed your blood and not to expel one another from your homes, you agreed and were all witnesses.
We made a covenant with you, that you shall not shed your blood, nor shall you evict each other from your homes. You agreed and bore witness.
And We have taken a covenant with you: "You shall not spill the blood of each other, nor expel each other from your homes." And you agreed to this while bearing witness.
We have taken a covenant with you, "You shall not spill each other's blood, nor drive each other out from your homes." You agreed to this while bearing witness.