"Eğer doğru söylüyorsanız haydi, ölmüş atalarımızı bize geri getirin."
- Bu yalanlayanlar, kesinlikle şöyle derler: "Ölüm, sadece bizim bir kere ölmemizdir. Biz tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru söylüyorsanız haydi, babalarımızı diriltip getiriniz."
Doğruysanız atalarımızı getirin (de görelim)!"
"Doğru sözlüler iseniz, atalarımızı geri getirin."
"Eğer doğru söylüyorsanız haydi, ölmüş atalarımızı bize geri getirin."
Dedikleriniz doğruysa atalarımızı alıp getirin."
"Madem öyle, atalarımızı getirin; eğer doğruyu söylüyorsanız?"
ama eğer (bu) iddianızda ısrarlıysanız, haydi (geri) getirin atalarımızı!"
"Eğer doğru sözlülerseniz, atalarımızı geri getirin!"
"Eğer doğru sözlüyseniz, şu halde atalarımızı getirin bakalım."
Haydi getirin babalarımızı, doğru (söyleyen kimseler) iseniz."
O halde, eğer iddianızda haklı iseniz atalarımızı (şahit olarak) getirin!"
"Eğer doğru söyleyenler iseniz atalarımızı getirin."
Haydi getirin babalarımızı doğru iseniz
"Doğru söylüyorsanız, babalarımızı getirin."
"Eğer doğru sözlüyseniz, şu halde atalarımızı getirin bakalım."
"Eğer (da'vaanızda) doğrucular iseniz şimdi atalarımızı (dirilterek) getirin".
Doğru sözlüler iseniz; bize babalarımıza getirsenize.
Doğru söyleyenler iseniz, haydi babalarımızı getirin.
(34-36) (Mekke müşrikleri ise), derler ki: "Biz bir kere öldük mü iş biter, artık dirilmemiz mümkün değil. Ama siz dirilme iddianızda tutarlı iseniz, daha önce gelip geçmiş atalarımızı diriltin de görelim!"
"Eğer sözünüz doğruysa haydi atalarımızı getirin!"
'Doğru sözlüler iseniz, atalarımızı geri getirin.'
"Eğer doğru söylüyorsanız haydi, ölmüş atalarımızı bize geri getirin."
"So bring back our forefathers, if you are truthful!"
“So bring us our fathers, if you be truthful.”
Bring us our fathers if you are telling the truth. ’
"Bring back our forefathers, if you are truthful."
"So bring back our forefathers, if you are truthful!"
"So bring back our forefathers, if you are truthful!"