Sonra da kendisine sorsunlar diye, büyük olanı hariç diğerlerini parça parça etti.
Onlar gidince hepsini paramparça edip içlerinden büyüğünü, ona başvursunlar diye sağlam bıraktı.
(İbrahim), sonunda belki ona dönerler (sorarlar) diye büyükleri hariç onları (putları) paramparça etmişti.
Hepsini param parça etti, ancak belki ona danışırlar diye en büyüklerine dokunmadı.
Sonra da kendisine sorsunlar diye, büyük olanı hariç diğerlerini parça parça etti.
Sonra onları param parça etti. Belki başvururlar diye büyük olanına dokunmadı.
Sonunda, en büyükleri dışında, tümünü paramparça etti. Artık, belki ona başvururlar!
Nihayet, onların tümünü paramparça etti; dönüp de kendisine başvurabilsinler diye (!) onların en iri yarı olanına dokunmadı.
Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler.
Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye.
Derken, onları parça parça etti. Ancak büyüklerinden birini bıraktı ki belki ona müracaat ederler.
Ve en büyükleri dışında (putların) hepsini paramparça etti; belki dönüp (bu olup biten için) ona başvururlar diye.
Derken (İbrahim) belki kendisine başvururlar diye içlerinden bir büyüğü bırakarak onları (putları) paramparça etti.
Derken onları parça parça etti, ancak bir büyüklerini bıraktı ki belki ona müracaat ederler
Nihayet (İbrahim) onları parça parça etti, yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye(!)
Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye.
Derken o, bunları parça parça etdi. Yalınız onların büyüğünü bırakdı, belki ona müracaat ederler diye.
Derken hepsini paramparça edip içlerinden büyüğünü, ona başvursunlar diye sağlam bıraktı.
Sonunda İbrahim hepsini paramparça edip, içlerinden büyüğünü ona başvursunlar diye sağlam bıraktı.
Onların bütün putlarını paramparça etti, yalnız, halk, belki de olup biten olay hakkında kendisine sorarlar düşüncesiyle, onların büyüklerine dokunmadı.
(Nihayet İbrahim) belki ona gidip sorarlar diye, en büyükleri dışında putları paramparça etti.
Hepsini param parça etti; ancak belki ona danışırlar diye en büyüklerine dokunmadı.
Sonra da kendisine sorsunlar diye, büyük olanını hariç diğerlerini parçaladı.
So he broke them into pieces except for the biggest of them, so that they may turn to him.
And he made them into pieces save a great one they had, that they might return to it.
He broke them in pieces, except for the biggest one, so that they would have it to consult!
He broke them into pieces, except for a big one, that they may refer to it.
So he broke them into pieces except for the biggest of them, so that they may turn to him.
So he broke them into pieces except for the biggest of them, so that they may turn to him.