"Ve çöktüğü zaman karanlığın şerrinden,"
- Yarattığı her şeyin şerrinden, kapladığında karanlığın şerrinden, düğümlere üfürenlerin şerrinden, haset edenin haset ettiği zamanki şerrinden.
Çöktüğü zaman karanlığın şerrinden,
"Çöktüğü zaman karanlığın şerrinden."
"Ve çöktüğü zaman karanlığın* şerrinden,"
bastırdığı zaman gecenin şerrinden,
"Karanlık çöktüğünde, gecenin kötülüğünden!"
Ve (aklı-iradeyi) bastırdığı zaman zehirli-zifiri bir (cehalet) karanlığının şerrinden!
Çöktüğü zaman karanlığın/gelip çattığı zaman göz perdelenmesinin/tutulduğu zaman Ay'ın/battığı zaman Güneş'in/taştığı zaman şehvetin/soktuğu zaman yılanın/ümit kırdığı zaman musibetin şerrinden!
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
Karanlığı çöküp bastırdığında bir gecenin şerrinden,
ve bastıran kapkara karanlığın şerrinden,
(1-5) De ki: "Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım."
Ve şerrinden bir gasıkın daldığı zaman
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
karanlığı çöküb basdığı zaman gecenin şerrinden,
Bastırdığı zaman, karanlığın şerrinden,
Çöktüğü zaman karanlığın şerrinden..
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
"Karanlığı çöken gecenin şerrinden"
'Çöktüğü zaman karanlığın şerrinden.'
Ve çöktüğü zaman karanlığın* şerrinden,
"And from the evil of darkness as it falls,"
“And from the evil of darkness when it gathers;
and from the evil of the darkness when it gathers
"From the evils of darkness as it falls.
"And from the evil of murkiness as it falls,"
"From the evil of darkness as it falls,"