Onun karısı hariç. Onun, mutlaka geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
"Lut'un karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik."
Hanımı hariç; onun geride (azaba uğrayanların içinde) kalmasını uygun görmüştük.
"Yalnız karısı hariç; onun geride kalanlardan olmasını kararlaştırdık" dediler.
Onun karısı hariç. Onun, mutlaka geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
Ama karısını değil. Onun davranışlarını ölçtük, küller altında kalacaklardan olduğu ortaya çıktı."
"Ancak, karısının, geride kalanlar arasında olmasını uygun gördük!"
onun karısı hariç! Biz (tercihine bakarak) bunu öngördük; çünkü o dökülenlerden biri olmayı seçti."
"Lut'un karısı hariç. O günahkarlarla geriye kalacaktır. Öyle takdir ettik."
"Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır."
Yalnız karısı hakkında karar verdik; O, muhakkak kalacaklardandır.
bir tek, (Allah'ın, hakkında:) 'Biz geride kalanların arasında olmasını öngördük!' (dediği, Lut'un) karısı bunun dışında".
(59-60) Lut'un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lut'un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
Ancak karısını takdir ettik o muhakkak kalacaklardandır
"Ancak karısı hariç. Onun da (suçlularla beraber) kalanlardan olmasını uygun gördük."
"Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır."
"Karısı başka. Biz onun mutlakaa geride kalan kimselerden olması (lüzum) unu takdir etdik",
Karısı müstesna. Karısının geride kalanlar arasında bulunmasını takdir ettik.
(59-60) Lut ailesini, -geride kalanlardan olması kesinleşen karısı dışında- hepsini kurtaracağız.
(58-60) "Haberin olsun!" dediler, "Biz, Lut'un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük."
"(Lut'un) karısı hariç.. . Onun, geride kalanlardan olmasını takdir ettik. "
'Yalnız karısı hariç; onun geride kalanlardan olmasını kararlaştırdık,' dediler.
Onun hanımı hariç. Onun, mutlaka geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
"Except for his wife, we have measured that she will be with those destroyed. "
“Save his wife”; We decreed that she be of those who stay behind.
except for his wife. We have decreed her to be one of those who stay behind.’
"But not his wife; she is destined to be with the doomed."
"Except for his wife, we have evaluated that she will be with those destroyed."
"Except for his wife, we have measured that she will be with those destroyed."