O, bir yol üzerinde durmaktadır.
Onlar hala gözler önünde duran bir yol üzerindedirler.
Onlar gözler önünde duran bir yol üzerindedir.
Ve o yol üzerinde durmaktadır.
O, bir yol üzerinde durmaktadır.
Orası bugün bir yol üzerinde durmaktadırlar.
Aslında, bir yol üzerinde duruyor.
Yine kuşku yok ki bu (şehir)ler, (hala) varlığı sabit bir yol üzerindedirler.
O kentin izleri/işaretleri, hala işleyen bir yol üzerindedir.
O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hala) durmaktadır.
Ve o harabe yol üstünde duruyor.
Çünkü, gerçekten de (sözü geçen) bu (şehirler) bugün hala yerinde durmakta olan bir yol üzerindeydiler.
O şehrin kalıntıları hala mevcut olan bir yol üstünde duruyor.
Hem o harabe yol üstünde duruyor
Ve o (kent, herkesin gelip geçtiği) bir yol üzerinde durmaktadır.
O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hala) durmaktadır.
O (şehrin haraabeleri) hakıykat (herkesin göreceği, Kureyşin işlediği) bir yol üstünde (haala) durucudur.
O yerler, işlek yollar üzerinde hala durmaktadır.
Orası işlek bir yol üstündedir.
Hem o şehir harabesi uğrak bir yol üzerindedir.
Muhakkak ki o şehir, insanların yolları üzerindedir.
Ve o (yıkıntı kent), yol üzerinde durmaktadır.
O, bir yol üzerinde durmaktadır.
And it was on an established path.
And it is upon an enduring road;
They were beside a road which still exists.
This will always be the system.
Andit was on an established path.
It is on an established path.